Haksız Fiillerde Zamanaşımı Süresi

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız eylemlerle ilgili zamanaşımına ilişkin 72. maddesi, tazminat taleplerinin ne zaman geçerli olduğunu belirleyen önemli bir düzenlemeyi kapsar. Bu maddeye göre tazminat istemi, zarar gören kişinin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl süresince yapılabilir. Ayrıca her durumda haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıl süresince tazminat talebinde bulunulur.

Dolayısıyla zarar gören kişi, zararın ve tazminat yükümlüsünün kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl içinde tazminat talebinde bulunmalıdır. Öte yandan haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra tazminat talebinde bulunma hakkı zamanaşımına uğrar.

Haksız Fiillerde Zamanaşımı Süresi Nasıl Belirlenir?

Türk Borçlar Kanunu’na göre, tazminat taleplerinde iki yıllık zamanaşımı süresi zarar gören kişinin zararı ve sorumlu kişiyi öğrendiği andan itibaren işlemeye başlar. Eğer bu süre zarfında, yani zararın ve sorumlu kişinin öğrenilmesinden itibaren iki yıl içinde tazminat davası açılmazsa, tazminat hakkı zamanaşımına uğrar ve talep edilemez hale gelir.

Ayrıca zarar ve sorumlu kişinin öğrenilmesinden bağımsız olarak olayın meydana geldiği tarihten itibaren on yıl içinde zarar ve sorumlu kişi hakkında herhangi bir bilgi edinilmemişse, tazminat hakkı da zamanaşımına uğrar. Yani olayın üzerinden on yıl geçtikten sonra, tazminat talebinde bulunulamaz.

Örneğin, davacı zarar ve sorumlu kişiyi olaydan dokuz yıl on ay sonra öğrenmişse, bu bilgiyi öğrendiği tarihten itibaren iki ay içinde davayı açmak zorundadır. Aksi takdirde tazminat talebi, iki yıllık zamanaşımı süresini geçirdiği için geçersiz sayılır ve davayı açma hakkı ortadan kalkar.

Zamanaşımı Süresi Hangi Durumlarda Uzatılabilir?

Alacaklar için zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. ile 161. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre kanunda aksi belirtilmedikçe, genel olarak tüm alacaklar on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yani bir alacak hakkının talep edilebilmesi için bu süre zarfında dava açılması gerekir.

Haksız fiillerde zamanaşımı süresi, alacakların türüne ve sözleşmelere göre belirlenmiş standart sürelerdir. Borçlar Kanunu, bu sürelerin kesin ve değiştirilemez olduğunu belirtir. Yani sözleşmeler aracılığıyla bu sürelerin uzatılması ya da kısaltılması mümkün değildir. Alacaklılar, kanun tarafından belirlenen süreler içinde haklarını talep etme zorunluluğundadırlar.

Zamanaşımı Süresini Durduran veya Kesintiye Uğratan Sebepler Nelerdir?

Zamanaşımını durduran sebepler, belirli durumlar altında alacakların zamanaşımına uğramasını engeller ve bu durumlarda süre, duraklama süresi boyunca işlememeye devam eder. Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen bu sebepler şunlardır:

Velayet Süresi: Çocukların, ana ve babalarından olan alacakları için velayet süresince zamanaşımı durur. Çocukların hakları, velayet süresince koruma altındadır.

Vesayet Süresi: Vesayet altında bulunan kişilerin, vasilerinden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devlet’ten olan alacakları için vesayet süresince zamanaşımı durur.

Evlilik Süresi: Evlilik devam ettiği sürece eşlerin birbirlerinden olan alacakları için zamanaşımı durur.

Hizmet İlişkisi: Ev hizmetlilerinin, onları çalıştıranlardan olan alacakları için hizmet ilişkisi süresince zamanaşımı durur.

İntifa Hakkı: Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece zamanaşımı durur.

Türk Mahkemelerinde İmkan: Alacak, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkanı bulunmadığı sürece zamanaşımı durur.

Alacaklı ve Borçlu Sıfatının Aynı Kişide Birleşmesi: Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürede zamanaşımı süresi durur.

Zamanaşımını kesen sebepler ise, Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde düzenlenmiştir. Zamanaşımı süresi, bu durumlarda yeniden başlar ve süre başlangıçtan itibaren işlemeye devam eder.

Kesilme sebepleri şunlardır:

Borçlu İkrar: Borçlu, borcu kabul etmişse, özellikle faiz ödemiş, kısmen ifada bulunmuş, rehin vermiş veya kefil göstermişse, zamanaşımı süresi kesilir.

Alacaklının Başvuruları: Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa, zamanaşımı süresi kesilir.

Tazminat Davasında Ceza Zamanaşımının Uygulanabilmesinin Şartları Nelerdir?

  • Tazminat davasında zamanaşımı uygulanabilmesi için öncelikle ceza mahkemesi tarafından bir karar verilmiş olmalıdır. Bu karar ceza hukuku çerçevesinde verilen bir hüküm veya karar olmalıdır.
  • Ceza mahkemesinde verilen kararın zamanaşımı süresinin geçmemiş olması gerekir. Türk Ceza Kanunu’na göre, ceza zamanaşımı süresi suçun türüne ve işleniş şekline göre değişir.
  • Ceza zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için suçun işlenmiş olması ve suçun mağduru tarafından bilinen tarihten itibaren zamanaşımının başlatılması gerekir.
  • Tazminat davasının, ceza mahkemesinde alınan karar ile doğrudan ilişkilendirilmesi gerekir.
  • Ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, ilgili tazminat davasında ceza zamanaşımı şartlarının sağlanması gerekir.

Konu hakkında detaylı bilgi ve uzman avukat danışmanlığı almak için hemen İzmir tazminat hukuku avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

Son İçerikler

Kategoriler