Haksız Fiillerde Zamanaşımı Nedir?
Bir kişinin hukuka aykırı bir davranışla başkasına zarar vermesi hâlinde, mağdurun bu zararın karşılanması için belirli bir süre içinde (haksız fiil zamanaşımı) hukuki yollara başvurması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nda bu sürelere ilişkin düzenlemeler yer alır. Mağdur olan kişi, uğradığı zararı ve sorumlu kişiyi öğrendiği tarihten itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açmakla yükümlüdür ve bu süre iki yıldır.
Haksız Fiillerde Zamanaşımı Süreleri Ne Kadar?
Türk Borçlar Kanunu, haksız fiilde zamanaşımı süresi için açık hükümler içermektedir. Eğer zarar gören, zarar ile sorumlu olanı öğrenmesine rağmen iki yıl içinde dava açmazsa hakkı düşer. Ayrıca, fiilin meydana geldiği tarihten itibaren on yıl içinde herhangi bir dava açılmamışsa, mağduriyet ileri sürülemez.
Öte yandan, söz konusu haksız fiil aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa ve bu suça ilişkin cezai sorumluluk için kanunda daha uzun zamanaşımı süreleri öngörülmüşse, bu durumda cezai zamanaşımı esas alınır. Örneğin, ağır bir suçtan doğan zarar söz konusuysa, dava açma hakkı, ilgili suçun ceza zamanaşımı süresine bağlı olur.
Zamanaşımı Türleri
Borçlar hukukunda zamanaşımı, bir hakkın belli bir sürede kullanılmaması hâlinde artık dava konusu yapılamaması anlamına gelir. Bu çerçevede zamanaşımı süreleri üç başlık altında incelenir:
Olağan (Nisbi) Zamanaşımı Süresi
Türk Borçlar Kanunu madde 60/1’e göre, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası için zararın ve sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekir. Kanun, sürenin başlangıcında “öğrenme” ölçütünü esas alır. Yani zarar görenin hem uğradığı zararın içeriğini hem de kimin sorumlu olduğunu anlayacak seviyede bilgiye ulaşması gerekir. Bu nedenle hangi bilgi daha geç elde edildiyse, zamanaşımı süresi onun öğrenildiği tarihte işlemeye başlar. Bu sübjektif değerlendirme nedeniyle bu süre “nisbi zamanaşımı” olarak adlandırılır.
Buna göre, dava açacak kişinin zararın varlığını, mahiyetini ve sorumluluğu doğuran olayları yeterince kavramış olması gerekir, tazminat miktarını detaylı biçimde hesaplayabilecek tüm unsurların bilinmesi ise gerekli değildir. Bu sürenin, manevi tazminat zamanaşımı TBK kapsamında da geçerli olduğu unutulmamalıdır.
Azami (Mutlak) Zamanaşımı Süresi
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bir yıllık sürenin sınırı belirlenmiştir. Haksız eylemin gerçekleştiği tarihten başlayarak, zarar görenin zararı ve failini hiç öğrenmemiş olsa bile, en geç on yıl içinde tazminat davası açmak için zaman aşımı süresi dolar. Bu objektif değerlendirme esas alınarak belirlenen süreye “mutlak zamanaşımı” adı verilir.
Eğer bir yıllık nisbi süre içinde dava açılmamışsa ve bu süre, on yıllık süreden önce tamamlanmışsa, on yıllık sürenin ayrıca bir etkisi kalmaz. Fakat on yıl geçmesine rağmen öğrenme gerçekleşmemişse, yine de hak düşer.
İstisnai (Uzamış) Zamanaşımı Süresi
Bazı hâllerde, özellikle suç teşkil eden durumlarda, Ceza Kanunu’na göre daha uzun süreler öngörülür. Örneğin, Türk Ceza Kanunu madde 66 uyarınca hafif suçlarda olağan süre sekiz yıl olmakla birlikte, dava süresini kesen bazı nedenlerin bulunması hâlinde bu süre TCK zamanaşımı kapsamında 12 yıla kadar uzayabilir.
Haksız Fiil Zamanaşımında Hak Düşürücü Süre ile Farkı Nedir?
Hak düşürücü süre ile zamanaşımı süresi sıklıkla karıştırılsa da, aralarında temel farklar vardır. Zamanaşımı süresi, alacak hakkını ortadan kaldırmaz; yalnızca dava açma hakkının mahkeme nezdinde ileri sürülebilmesini engeller. Ancak hak düşürücü süre dolduğunda, alacak hakkı da sona erer ve artık hiçbir şekilde ileri sürülemez.
Özellikle iş kazası kaynaklı tazminat talepleri, sigorta davaları ya da idareye karşı açılan davalar gibi alanlarda bu fark büyük önem taşır. Haksız fiilden kaynaklanan bir zarar söz konusu olduğunda, eğer özel kanunlarda hak düşürücü süre öngörülmüşse (örneğin 5 yıl içinde SGK’ya bildirim zorunluluğu gibi), bu süre içerisinde işlem yapılmazsa hak tamamen kaybedilir.
Haksız Fiillerde Zamanaşımı Süresi Nasıl Belirlenir?
Haksız fiile dayanan sorumluluklarda zamanaşımı süresinin belirlenmesinde iki temel ölçüt esas alınır: zararın öğrenildiği tarih ile fiilin vuku bulduğu tarih. Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde, zarar gören kişi, uğradığı zararı ve sorumludan talepte bulunabileceğini öğrendiği günden itibaren iki yıl içerisinde dava açmadığı takdirde, tazminat zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Bununla birlikte, her durumda, haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde hak talebinde bulunulması gerekir, aksi hâlde bu hak zamanaşımına uğrar.
Eğer söz konusu haksız fiil aynı zamanda ceza hukuku kapsamında suç teşkil ediyorsa ve bu suça ilişkin mevzuatta daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüşse, bu defa ilgili suçun süresi esas alınır. Örneğin, dolandırıcılık ya da hırsızlık gibi fiillerden doğan zararlar söz konusu olduğunda, cezai sorumlulukla ilişkili daha uzun süre, tazminat davası zamanaşımı bakımından da geçerli sayılabilir.
Zamanaşımının hangi anda işlemeye başlayacağı sorusu ise olayın tüm koşulları dikkate alınarak yanıtlanmalıdır. Bu kapsamda, zamanaşımı ne zaman başlar sorusu, mağdurun zarar ve faili ne zaman öğrendiği, zararın niteliği ve kapsamının ne olduğu gibi unsurlar çerçevesinde her somut olayda ayrıca değerlendirilmeli ve başlangıç tarihi dikkatle belirlenmelidir.
Zamanaşımı Süresi Hangi Durumlarda Uzatılabilir?
Zamanaşımı, belirli koşullarda ya tamamen durabilir ya da kesilerek baştan işlemeye başlayabilir. Bu durumlar aşağıdaki şekilde açıklanabilir:
Zamanaşımının Kesilmesi: Belirli hukuki işlemler gerçekleştiğinde, zamanaşımı süresi sıfırlanarak yeniden başlar. Bu kesinti nedenleri arasında, sanık veya şüphelinin ifadesinin alınması, tutuklama kararının verilmesi, suçla ilgili iddianamenin düzenlenmesi ya da mahkûmiyet hükmünün tesis edilmesi sayılabilir.
Zamanaşımının Durması: Bazı özel durumlarda ise zamanaşımı işlemeyi geçici olarak durdurur ve durma sebebi ortadan kalktığında süre kaldığı yerden devam eder. Bu nedenler arasında yetkili merciden soruşturma veya kovuşturma için izin alınması gerekliliği, çözülmesi gereken bekletici hukuki meseleler ile failin kaçak olması sayılabilir.
Zamanaşımı Süresini Durduran Sebepler Nelerdir?
Türk Ceza Kanunu’nun 67. maddesi, zamanaşımının durmasını, sürenin geçici olarak askıya alınması olarak tanımlar. Yani, süre işlemeyi bırakır fakat daha önce geçen zaman silinmez. Durma hali sona erdiğinde, kalan süre işlemeye devam eder. Örneğin, 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabi bir fiilin faili, olaydan 2 yıl sonra milletvekili seçilirse, geri kalan 6 yıllık süre milletvekilliği sona erdiğinde işlemeye devam eder. Bu durum özellikle ceza davasından sonra tazminat davası zamanaşımı bakımından da önem arz eder.
TCK 67/1 uyarınca zamanaşımı süresinin durmasına neden olan haller spesifik olarak aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:
- Soruşturma veya kovuşturma işlemleri için izin alınması gerekiyorsa (örneğin Avukatlık Kanunu m.58 uyarınca Adalet Bakanlığı izni), izin verilene dek süre durur.
- Bir başka makamın kararına bağlı bekletici bir durum varsa (örneğin Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru), karar verilene kadar süre işlemez.
- Kaçak sanık hakkında verilen karar geçerli olduğu sürece zamanaşımı durur.
- Anayasa’nın 83. maddesi gereği, milletvekilliği görev süresi boyunca dava zamanaşımı durur.
- CMK 171 kapsamında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiğinde erteleme süresince süre işlemez.
- CMK 231/8’de belirtilen denetim süresi boyunca zamanaşımı durur.
- CMK 253/21 uyarınca uzlaştırma süreci devam ettiği müddetçe zamanaşımı işlemeye ara verir.
Zamanaşımı Süresini Kesintiye Uğratan Sebepler Nelerdir?
Zamanaşımının kesilmesi, sürenin tamamen sıfırlanması ve yeni baştan başlaması anlamına gelir. Kesintiden önce geçmiş olan süreler artık dikkate alınmaz. Bu nedenle kesinti, durmaya göre daha güçlü bir etkiye sahiptir. Bu durum, sürenin sınırsız uzayabileceği gibi bir yanlış anlamaya yol açabilir.
Ancak yasa koyucu, TCK 67/4 maddesi ile zamanaşımının kesilmesine bir sınır getirmiştir. Buna göre, kesilme hâlinde zamanaşımı süresi, TCK 66’da öngörülen sürenin en fazla yarısı kadar uzatılabilir. Örneğin, zaman aşımı kaç yıl sorusuna verilecek cevap 8 yıl ise, kesilme hâlinde bu süre 12 yıla çıkabilir.
TCK 67/2’ye göre zamanaşımını kesen bazı fiiller aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:
- Şüpheli veya sanığın Cumhuriyet Savcısı önünde ifadesinin alınması ya da sorguya çekilmesi,
- Tutuklama kararı verilmesi,
- İddianamenin mahkemeye sunulması,
- Sanıklardan biri hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi.
Sonuç olarak, hem kesilme hem de durma halleri, zamanaşımı süresinin işleyişini doğrudan etkiler ve sürelerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Özellikle işçi alacaklarında zamanaşımı gibi alanlarda da benzer süre hesaplamaları söz konusudur.
Bu nedenle her olayda sürenin başlangıcı ve kesintiye uğrayabileceği durumlar özenle analiz edilmeli ve avukat desteği alınması tavsiye edilmektedir. Dolayısıyla, siz de Çözüm Hukuk internet sitemizde yer alan iletişim bilgilerimiz yardımıyla bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Haksız fiil zamanaşımı süresi kaç yıldır?
Haksız fiil zamanaşımı süresi, zarar ve faili öğrenme tarihinden itibaren 2 yıldır. Ancak her durumda, fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren en geç 10 yıl içinde tazminat davası açılması gerekir.
Haksız fiilde zamanaşımı süresi ne zaman başlar?
Haksız fiile dayanan tazminat davası için zamanaşımı süresi, zararın ve sorumlu kişinin öğrenildiği tarihte başlar. Bu tarih sübjektif olarak belirlenir ve bilgiye ulaşma anına göre işlemeye başlar.
Ceza davası açılmışsa zamanaşımı süresi etkilenir mi?
Evet, eğer haksız fiil aynı zamanda ceza hukuku kapsamında suç teşkil ediyorsa, zamanaşımı süresi ilgili suçun ceza zamanaşımı süresi esas alınarak hesaplanır. Bu süre daha uzunsa, tazminat davasında da geçerli olur.
İş kazasında zamanaşımı süresi nasıl hesaplanır?
İş kazasına dayalı tazminat davalarında, zarar gören işçi zararı ve işverenin sorumluluğunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde dava açmalıdır. Ancak ceza davası varsa zamanaşımı süresi dava süresince durur.
Haksız fiil zamanaşımı süresi hangi durumlarda uzar?
Zamanaşımı süresi, ceza davası açılması, failin kaçak olması, soruşturma izni alınmasının beklenmesi gibi nedenlerle durabilir veya kesilebilir. Bu durumlarda süre ya sıfırlanır ya da işlemeye ara verir.
Manevi tazminat için zamanaşımı süresi ne kadardır?
Manevi tazminat taleplerinde de aynı şekilde 2 yıllık nisbi ve 10 yıllık mutlak zamanaşımı süreleri geçerlidir. Bu süreler, haksız fiil kaynaklı maddi zarar talepleriyle paralellik gösterir.
Kategori: Genel
Yazar: Çözüm Hukuk
Makale Uzunluğu: 2120 Kelime
Yayınlanma Tarihi: 02 Eylül 2024
Güncellenme Tarihi: 08 Mayıs 2025