Hatır Taşıması Nedir?
Hatır taşıması, bir kişinin araç sürücü tarafından hiçbir maddi veya manevi çıkar beklemeksizin bir yerden başka bir yere götürülmesi veya aracın bir başkasına karşılıksız olarak kullandırılmasıdır. Hatır taşımasında en önemli husus taşımanın veya araç kullandırmanın ücret karşılığında yapılıp yapılmadığıdır. Ancak taşıma karşılığı edimi sadece ücretle sınırlandırmak doğru değildir. Zira taşıma karşılığı başkaca maddi bir çıkar olabileceği gibi manevi bir çıkar da söz konusu ise hatır taşımacılığı sayılmayacaktır. Bu sebeple somut olay hakim tarafından irdelenmeli ve maddi veya manevi çıkarın söz konusu olup olmadığına bakılmalıdır. Her koşulda taşımada ücret ödemesinin yokluğu ile hatır taşıması indirimi yapılması son derece yanlıştır.
Gerek tek taraflı gerekse birden fazla aracın çeşitli nedenlerle kaza yapması sonucu araçta taşınan kişilerin yaralanması ya da ölmesi halinde, tazminata hak kazanılacağı gerçeği karşısında hesaplanacak tazminata esas teşkil eden kriterlerden biri olarak hatır taşıması, hatır taşımacılığı sonucunda tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise hatır taşıması indirim oranı gibi hususlar önem arz etmektedir.
Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlarda çoğunlukla ücret üzerinde durularak, ödeme yokluğu karşısında hatır taşıması indirimi yapılmasına ilişkin kararlara katılmamız mümkün değildir. Özellikle manevi bir çıkarın söz konusu olduğu durumlarda bu hususun ortaya konması ve ispatlanması durumlarında hatır taşımacılığı indirimi yapılmamalıdır.
Hatır taşıması Karayolları Trafik Kanunu m. 87’de düzenlenmiş ve düzenlemede, hatır taşımacılığı indirimi konusunda sorumluluğun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme karşısında hatır taşımasına Karayolları Trafik Kanunu m.87’de yapılan atıfla Borçlar Kanunu m.51 ve 52 uygulama alanı bulmaktadır. Borçlar Kanunu m.52/1’de ‘Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.’ Hümü amirdir. Kanun hükmü, indirim konusunda hakime takdir yetkisi tanımış olup, indirimin zorunluluğu söz konusu değildir.
Hatır Taşıması Sayılmayan Haller
Taşınandan taşıma karşılığı ücret alınması, yahut taşıyanın taşınan kişiden taşıma karşılığında geniş anlamda bir yararı söz konusu ise hatır taşıması söz konusu değildir. Sık sık karşılaştığımız hatır taşımasında taşınanın aile bireyleri olması halinde hatır taşımasından bahsedilemez. Aile kavramını dar anlamda yorumlamak hatalı olup örf ve geleneklerimize göre uzaktan akraba halinde de hatır taşımacılığı sayılmamalıdır. Bu kapsamda hala, teyze, amca, dayı ve eşleri ile çocukları, v.s. hatır taşıması sayılmaz. Hatta Yargıtayın eski eş de hatır taşımacılığı sayılmamaktadır.
Ancak Yargıtay’ın taşınanın sevgilisi olması halinde hatır taşıması sayıp indirim yapılması gerektiğine ilişkin karara katılmak mümkün değildir. Yine yakın arkadaşların da bu kapsamda hatır taşımacılığı sayılıp indirim yoluna gidilmesini doğru bulmuyoruz. Zira karşılık kavramını geniş yorumlayarak sadece maddi bir karşılık ile sınırlamak kanunun amacına da ters düşmektedir. Sevgili ve yakın arkadaş ilişkisinde manevi çıkar ön planda olup yarar söz konusudur. Bu halde mağdurların hak kaybı yaşamasına engel olmak amacıyla hatır taşımacılığı indirimini bertaraf edecek hususlar teker teker tespit edilerek ispatlanması amacıyla davacı vekilleri tarafından özenle üstünde durulması geren konudur. Ancak Yargıtay kararlarına bakıldığında manevi yarar üzerinde pek durulmamakta, ücret ödemesi ve açık seçik maddi karşılık yoksa hatır taşımacılığı indirimi yapılması yönünde olduğu görülmektedir.
Bir işin yaptırılması amacıyla taşıma yapılması da sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ülkemizde özellikle boya, badana, inşaat işleri hatta hizmet ilişkisinde dahi karşılaştığımız durumlarda hatır taşımasından bahsedilemez. Avukatın duruşmaya girmek için müvekkili tarafından adliyeye taşınması veya çocuğuna özel ders veren öğretmenin evine kadar taşınması sırasında kaza olması halinde zara görmüşlerse tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmaz. Bu durumu örneklerle çoğaltabiliriz. Bu örneklerdeki asıl amaç taşımada yararın söz konusu olup olmadığıdır.
Hatır Taşıması Sayılan Haller
Taşıyanın taşınandan taşıma için bir maddi ve manevi çıkarı söz konusu değilse hatır taşıması söz konusudur. Bu kapsamda taşınanın tanınmaması halinde sırf iyilik olması sebebiyle bir yerden bir yere götürülmesi halinde hatır taşımacılığı olup, hatır taşımacılığı indirimi yapılabilir. Bu durum otostop çeken birinin araca alınması ya da yakın olmayan birinin aynı güzergaha gidecek olması sebebiyle araca alınması gibi hallerde söz konusu olacaktır. Son zamanlarda yasallığı tartışılsa da uygulama üzerinden bir yerden bir yere ücreti karşılığında taşıma işinin yaygınlaşması ve taşıma sırasında kaza olması halinde tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmayacaktır. Bla bla, Martı gibi uygulamalar üzerinden yapılan ücret karşılığı taşımada maddi yarar söz konusu olduğundan tazminattan indirim yapılamayacaktır.
Hatır Taşımasında İspat Yükü
Taşımanın hatır taşımacılığı olup olmadığına ilişkin sorumluluğu olan kişilerce ve özellikle sigorta şirketleri tarafından hatır taşımacılığı indirimi sıklıkla ileri sürülmektedir. Özellikle yoğun şekilde karşılaştığımız yolcunun yaralanması veya ölmesi halinde sigorta şirketleri her olaya hatır taşıması indirimi uygulamaya çalışmakta, başvuru sonrası ancak dava öncesinde hatır taşımacılığı indirimi konusunda irdelemeden tazminattan indirim yoluna gitmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında hatır taşıması konusu önem arz etmektedir. HMK m. 190 (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hükmü karşısında tazminat sorumlusunun hatır taşımasını ispat etmesi gerektiği düşünülse de Borçlar Kanunu m.52/1 de hakime tazminattan indirim yapabileceği konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Ancak hakime tanınan takdir yetkisi mutlak olmayıp bu hususta hatır taşımasının ileri sürülüp sürülmediğine bakmak gerekir. Taşımanın hatır taşıması olduğunu tazminat sorumlusunun ispat etmesi gerekir. Her türlü delille hatır taşımacılığı yapıldığı ispat edilebilir. Önemle belirtmek gerekir ki hatır taşıması bir itiraz olmayıp defi olarak karşımıza çıkar. Bu husus hatır taşımasının davanın her aşamada ileri sürülüp sürülemeyeceği ile ilgili olup, hatır taşımacılığıdefi olarak süresinde ileri sürülmemişse hakim BK m.52/1 gereği kendisine tanınan tazminattan indirim takdir yetkisini kullanamayacaktır.
Yargıtay 17. HD nin 2016/10102 Esas, 2019/4225 Karar ve 08.04.2019 tarihli kararında ‘’ hatır taşıması savunmasının itiraz değil def’i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği; alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı için de her aşamada ileri sürülemeyeceği hususları dikkate alınmak suretiyle; davalı tarafça süresinde ileri sürülmeyen ve davacının açık muvafakatı bulunmayan (karşı çıkılan) yeni savunmaya göre hatır taşımacılığı indirimi yapılmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, hatır taşıması indirimi yapılması doğru değildir.’’ Diyerek hatır taşımacılığı defii vaktinde ileri sürülmemişse tazminattan indirim yoluna gidilemeyeceğine ilişkin kararı isabetli olmuştur.
Yine mağdur vekili tarafından sigorta şirketine yapılan başvuruda vekile hatır taşıması indirimi yapılmadan ödeme yapıldığı bir uyuşmazlıkta; mağdur vekili bakiye zarar için dava açmıştır. Davalı sigorta şirketi hatır taşımacılığı indirimini defi olarak vaktinde ileri sürmemiş ancak aktüer bilirkişi raporunun taraflara tebliği bilirkişi raporuna hatır taşıması indirimi yapılmadığı gerekçesi ile itiraz etmiştir. Sigorta şirketi de mağdura karşı maluliyetin oluşmadığı ve yolcunun hatır için taşındığı gerekçesi ile ödenen tazminatın iadesi/hatır taşımacılığı indirimi yapılması için dava açmış ve davalar sigorta şirketinin açtığı davada birleştirilmiştir.
Yerel mahkeme ilk kararında sigorta şirketinin bilirkişi raporuna hatır taşımacılığı yapılmadığı gerekçesi ile itiraz etmesi üzerine hatır taşıması indirimi yaparak karar vermiş, bu kararın birleşen davacı vekilince temyiz edilmiş ve Yargıtay 17. HD nin 2016/7301 Esas, 2019/2194 Karar ve 27.02.2019 tarihli kararında ‘’ ”Birleşen davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde hatır taşımasını ileri sürmemiş, hesap bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde hatır taşıması savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece; hatır taşımacılığı savunmasının itiraz değil def’i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği; alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı dikkate alınmak suretiyle; davalı tarafça savunmada süresinde ileri sürülmeyen hatır taşıması indirimi yapılması doğru görülmemiştir.” Diyerek bozmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve hatır taşımacılığı indirimi yapılmadan karar verilmiştir. Bunun üzerine bu karara karşı sigorta şirketi kararı temyiz etmiş ve Yargıtay 17. HD nin 2020/2405 Esas, 2021/2622 Karar ve 11.03.2021 tarihli kararı ile sigorta şirketinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
HMK m. 190/1’de ‘’ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.’’ Hükmü düzenlenmiş ise de uygulamada özellikle Yargıtay Kararlarında da hatır taşıması defi olarak ileri sürülmüşse, taşımanın hatır için yapılmadığını davacının ispatlamasını istemiştir. Yargıtay 17. HD nin 2016/7301 Esas, 2019/2194 Karar ve 27.02.2019 tarihli kararında ‘Davalı davacının hatır için taşındığı savunmasında bulunarak bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu ve İtiraz Hakem Heyetinin dosyada davacının hatır için taşındığına dair bilgi ve belge bulunmadığından olayda hatır taşımacılığı olmadığını kabul ederek tazminattan indirim yapmadığı görülmektedir.
Davacı taraf davalının hatır taşıması define karşı, araçta menfaat karşılığı taşındığını ispatlar delil sunmamıştır. Dosya kapsamından ve Savcılık soruşturma dosyasındaki ifadelerden davacının yolcu olduğu araçta hatır için taşındığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu açıklamalar karşısında Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca talep edilen tazminat miktarı üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı oluğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.’’ Diyerek hatır taşımacılığı ispatını davacının üzerinde yüklemiştir. Bu yöndeki kararlara katılmak mümkün değildir.
Zira hatır taşıması konusunda defi ileri sürülmüş ise özellikle tarafların kaza nedeniyle şikayet varlığı halinde başlatılan soruşturma dosyası ya da ceza dosyasının irdelenmesi taşımanın niteliğini her zaman ortaya çıkarmaz. Sorumluluğun ceza boyutu ile irdelenmesi karşısında kural olarak kusur üzerinde durulmaktadır. Cezanın şahsiliği karşısında araç sürücüsünün kusuruna bakılmakta, bu doğrultuda kusur oranlarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmakta ve bu rapora göre karar verilmektedir. Tarafların yargılamanın her aşamasında vermiş oldukları ifadelerde taşımanın niteliğine ilişkin bilgi verilmediği görülmektedir. Bilgi verilse dahi kolluk görevlisi hatta hakim tarafından bu tür ifadeler önemsiz görülerek zapta dahi geçirilmemektedir. Bu husus taşımanın özellikle ücret karşılığında yapılması ve bu durumun ifadelerde yer almaması sebebiyle hatır taşımacılığı indirimi yapılması hak kaybına sebep olmaktadır.
Özellikle Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yargılama usulünün farklı olması sebebiyle ifadeler ve ceza yargılaması duruşma zabıtlarının delil olarak sunulması karşısında hatır taşımasını bertaraf eden durumların bilinçli olarak zapta geçirilmesi büyük önem arz etmekdir. Hatır taşıması indirimin fazlaca olması karşısında mağdurların henüz hukuki sürecin başında trafik kazası avukatı ile çalışması, bu konuda uzman avukattan destek alması elzemdir. Mağdurun olay nedeniyle vermiş olduğu ifade sırasında hatır taşımasını düşünmesi, hatta taşımanın hatır taşımacılığı olup olmadığını bilmesi dahi mümkün değildir.
Hatır Taşıması İndirimi
Hatır taşıması indirimi Karayolları Trafik Kanunu m.87/1’in atfıyla sorumluluğun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme karşısında sorumluluk haksız fiil hükümlerine göre belirlenecektir. Hatır taşıması indirimi B.K. m.52 de düzenlenmiş ve hakime indirim yapabileceği konusunda takdir yetkisi verilmiştir. Takdir yetkisi mutlak olmayıp nedeni ve gerekçesi önem arz etmektedir. Yargıtay özellikle hatır taşımasının ispatlanmış olduğu hallerde indirimin yapılmamasında neden indirim yapılmadığının gerekçelendirilmesini aramaktadır.
Yargıtay 17. HD nin 2020/3946 Esas, 2021/3306 Karar ve 25.03.2021 tarihli kararında ‘’… yine, hatır taşımasının mevcut olduğu kabul edildiği halde hatır taşımasının varlığına hangi deliller ve gerekçe ile ulaşıldığı açıklanmamış, yine kararda, hatır taşımasına herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de neden indirim yapılmadığına ilişkin gerekçeye de yer verilmemiştir. … her ne kadar dosyada, müteveffanın, hatır taşımasının bulunduğu anlaşılmakla birlikte, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, hakimin tazminattan mutlaka indirim yapması gerekmeyeceğinden, mahkememizce takdiren, hatır taşımacılığı mevcut ise de, bu nedenle herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına, ifadelerinin hükmün gerekçe kısmında yazılması gereken hususlar olduğu dikkate alındığında hüküm fıkrasında bu ifadelere de yer verilmesi doğru görülmemiştir…’’ diyerek hükmü bozmuştur.
Hatır taşıması indirimi defi olarak ileri sürülmüş ise taşıma iradesinin kimden geldiği, kimin yararına olduğu hususları incelenmeli ve sonuca göre karar verilmelidir. Zira taşıma taşınanın isteği ile yapılmamışsa hatır taşımacılığı indirimi yapılmamalıdır. Bu yönde . Yargıtay 17. HD nin 2016/15505 Esas, 2019/6752 Karar ve 27.05.2019 tarihli kararında ‘’ Somut olayda, davacı, trafik sigortasız araçta yolcu konumundadır. Dosya kapsamından davacı ile dava dışı araç sürücüsünün arkadaş oldukları da anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda hatır taşımacılığı olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin hatır taşımacılığı savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.’’, Yargıtay 17. HD nin 2020/9202 Esas, 2021/66 Karar ve 18.01.2021 tarihli kararında ‘’
Bu durumda itiraz hakem heyetince, soruşturma dosyası ve nüfus kayıtları dosya içerisine alınarak, davalı vekilinin hatır taşımacılığı savunması üzerinde durularak, davacının sürücünün kayınvalidesi olduğu anlaşılırsa aralarındaki yakın akrabalık bağı nedeniyle taşımanın ahlaki bir görevin ifası olarak değerlendirilip hatır taşıması indirimi yapılmadan karar verilmesi aksi takdirde taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’ Diyerek kararı bozmuştur.
Yargıtay bu kararlarında taşıma arzusunun kimden ve ne amaçla geldiği hususlarının araştırılarak hatır taşıması indirimindeki önemine vurgu yapmıştır. Doktrinde bu konuda birlik olmasa da taşıma arzusunun taşıyandan geldiği durumlarda hatır taşımacılığı indirimi yapılması hakkaniyete aykırı olup, hatır taşımasının özü ile bağdaşmamaktadır.
Hatır Taşıması İndirim Oranı
Kanun koyucu hatır taşımasının olduğu durumlarda ne kadar indirim yapılacağına ilişkin bir oran belirlememiştir. Hakime takdir yetkisi tanınmış olup, hatır taşımasının olduğu durumlarda dahi indirimin mutlaka yapılması gerekmediğini belirtmiştir. Yukarıda açıkladığımız üzere hakim gerekçesinde belirterek indirimden kaçınabilir. Her somut olaya göre değerlendirmesi gereken hakime bu konuda takdir yetkisi tanınmıştır.
Hatır taşıması indirim oranı uygulamada Yargıtay kararları ile geçerlilik kazanmış ve % 20 oranında belirlenmiştir. Her hatır taşımasında indirimin mutlak şekilde yapılması zorunlu olmadığı gibi indirim yapılacaksa da bu oranı somut olaya göre hakimin takdir etmesi gerekir. % 20 hatir taşıması indirim oranı üst sınır olarak belirlenmeli ve hakim somut olayın niteliğine göre % 20 oranın altında da bir indirim belirleyebilmelidir. Hakimin hatır taşımacılığı indirim oranı olarak % 25 belirlemesini Yargıtay fazla bulmuş ve kararı bozmuştur.
Yargıtay 17. HD nin 2019/4346 Esas, 2020/4302 Karar ve 07.05.2020 tarihli kararında ‘’ Somut olayda; davalı … vekili cevap dilekçesinde, hatır indirimi savunmasında bulunmadığı, ıslah ve raporlara karşı itiraz dilekçesinde, hatır taşıması indirimi savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır. Usul hükümlerine göre iddia veya savunma genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati gibi durumlar saklı olup davalı tarafından hatır taşıması indirimi savunmasının, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu ve bu genişletmeye davacılar tarafından açıkça muvafakat edilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece süresinde yapılmayan hatır taşımacılığı indirimi konusunda resen karar verilmemesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre, Dairemiz uygulamalarına göre; desteğin hatır için taşınması durumunda % 20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmekte olup mahkemece %25 indirim yapılması doğru görülmemiştir.’’ Diyerek yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
Sonuç olarak hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda indirim yapılmayacağı hiç gibi yapılacak ise de indirim oranının üst sınırı % 20 olarak belirlenmeli ancak hakim somut olaya göre daha az oranda da indirim yapabilmelidir.
Sigorta şirketlerine karşı yapılan başvurularda ya da açılan davalarda hatır taşıması indiriminin limit üzerinden yapıldığı sorunu ile sıklıkla karşılaşmaktayız. Hatır taşımacılığı indiriminin yapılmasına karar verildiği durumlarda indirim, hesaplanan tazminatın toplamından yapılmalı, indirim yapıldıktan sonra tazminat poliçe limitinin üzerinde kalmışsa sigorta şirketinin limit ile sorumlu olması karşısında sigorta şirketi poliçe limitinin tamamını ödemeye mahkum edilmelidir.
Yerel mahkemede yargılama sonucu hakim tazminattan hatır taşıması için %15 indirim yaparak karar vermiştir. Bu karar, Yargıtay 17. HD nin 2017/1898 Esas, 2019/9631 Karar ve 18.10.2019 tarihli kararı ile ‘’Somut olayda; mahkemece, davacıların murisi M. K., araç sürücüsü … ile birlikte alkol aldıktan sonra,sürücü …’un alkollü olduğunu bilerek ve traktörün yolcu taşımaya elverişli olmadığını bilebilecek durumda iken hatır taşımacılığı ile araca bindiğinden ve olayda hatır taşımacılığı bulunduğu ve müteveffanın müterafik kusuru bulunduğu gerekçesi ile davalılar aleyhine hükmedilen maddi tazminattan takdiren ayrı ayrı %15 oranında indirim yapılmıştır.
Oysa, hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi farklı kaideler olup, her olayda bir arada bulunmayabilir. Dairemiz uygulamalarına göre; desteğin hatır için taşınması durumunda %20 oranında, müterafik kusuru olması durumunda da ayrıca %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre; mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen zarar miktarı üzerinden, %20 oranında hatır taşıması indirimi … yaparak tazminatı belirlemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.’’ Bozulmuştur. Yargıtay kararından anlaşılacağı üzere hatır taşımacılığı söz konusu ise hatır taşıması indirim oranını %20 ile belirleme yoluna gitmiştir. Kanunun hakime indirim yapıp yapmayacağı konusunda takdir yetkisi vermiş iken her hatır taşımasına mutlak olarak % 20 oranında indirim yapılacağına ilişkin Yargıtay kararlarına katılmak mümkün değildir
Hatır Taşımasında Araç Sahibinin Sorumluluğu
Hukuk sistemimizde sorumluluk esasen kusura dayalı olup, kusur sorumluluğu, meydana gelen zararın zarar verence karşılanmasını gerektiren sorumluluk türüdür. Ancak, Karayolları Trafik Kanunu m. 85/1’de hukuki sorumluluk düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ‘’Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.’’
Diyerek tehlike sorumluluğunu kabul etmiştir. Tehlike sorumluluğu, sırf aracın işletilmesinden kaynaklanan zararların illiyet bağı bulunması şartıyla işleten tarafından karşılanmasını öngörür. Aracın işletilme halinde olmaması halinde ise tehlike sorumluluğundan bahsedilemez. Tehlike sorumluluğunun gereği olarak işleten üzerine düşen bakım, onarım gibi sorumluluklarını yerine getirdiğini ispatlasa dahi sorumluluktan kurtulamayacaktır.
Karayolları Trafik Kanunu m. 3’te araç sahibi ve işleten tanımına yer verilmiş olup, Bu tanımlara göre;
Araç sahibi, Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.
İşleten, Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
Karayolları Trafik Kanunu’ndan anlaşılacağı üzere işleten kavramı daha geniş olup, araç sahibini de içine alan üst bir kavramdır.
Trafik kazasından doğan zararların tazmini amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında araç sahibi sorumludur. Araç sahibinin sorumluluğunun istisnaları da söz konusu olup hangi durumlarda araç sahibinin sorumluluktan kurtulabileceği de bu başlık altında açıklanacak olup, davada husumet yönünden önem arz etmektedir. Özellikle uzun süreli araç kiralamalarında zarar görenin bu durumu bilmemesi sebebiyle dava husumet yönünden reddedilmekte ve yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmaktadır. Yargıtayın, davanın husumet sebebiyle reddedilmesi halinde davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği yönünde görüşü olduğu göz önünde bulundurulursa dava açılmadan önce bu durumun olabildiğince araştırılması önem arz etmektedir.
Karayolları Trafik kanunu m. 107’de aracın çalınması veya gasbedilmesi hali düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; ‘Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. Kanun maddesinden anlaşılacağı üzere, aracın çalınması yani hırsızlık suçuna konu olması halinde ve çalınan araçla kaza yapılması halinde araç sahibinin sorumluluğu bulunmamaktadır.
Ancak tehlike sorumluluğunun gereği olarak işleten aracın çalınmasında kusurunun olmadığını ispat etmek zorundadır. Aksi halde sorumluluktan kurtulamaz. Yargıtayın 4. Hukuk Dairesinin 1982/1866 Esas ve 1982/2608 Karar ve 15.03.1982 tarihli kararında ‘… araçtan izinsiz yararlanan üçüncü kişinin ( hırsızın ) araç sahibi yerine ve araç sahibi gibi sorumlu kılınması, araç sahibinin de ( hayat denemelerine ve olayların akışına göre aracın çalınmasını ya da izinsiz kullanılmasını önleme ve gözetim bakımından ) gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini ve bu yönden kendisinin ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kimselerden birinin kusurlu bulunmadığını ispatlamadıkça sorumluluğunun kabul edilmesi şeklinde çözemlenmesi adalete uygun düşecektir.
Dairemizin istikrarla uygulaması da bu yoldadır. ( 7.3.1977 gün 1781/2595 sayılı; 26.5.1978 gün 4132/7023 sayılı; 4.5.1979 gün 11075/6029 sayılı ilamları ). ‘’ diyerek araç sahibi gerekli dikkat ve özeni göstermiş olduğunu ispatlamadıkça sorumluluktan kurtulamayacağına karar vermiştir.
Trafik kazalarında kazaya karışan aracın maliki ile şoförünün farklı olması halinde kural olarak hem malik hem de şoför zarar görene karşı müteselsilen sorumludur.
Aracın hatır için verilmesi halinde kaza meydana gelmişse de araç sahibinin sorumluluğu vardır. Bu halde araç içerisinde yolcu konumunda bulunan ya da karşı taraf içerinde bulunanlardan ölen ya da yaralananlar varsa kusur durumlarına göre tazminattan sorumludurlar. Hatır için verilen araçla yapılan kazada kudur tamamen karşı tarafta ise araç sahibinin sorumluluğundan da bahsedilemez.
Tehlike sorumluluğunun gereği olarak teknik arıza sebebiyle meydana gelen kazada şoförün kusursuz olduğu durumlarda dahi işleten zarar görene karşı sorumludur.
Özetlemek gerekirse kural olarak, araç sahibi ve/veya şoför kaza halinde zarar görene karşı müteselsilen sorumludurlar.
Hatır Taşımasında Sigorta Şirketinin Sorumluluğu
Sigorta Şirketleri poliçe kapsamında kaza tarihi itibariyle belirlenen teminat limitleri dahilinde araç sahibi ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Sigorta şirketi teminat limiti ile sorumlu olup, hatır taşıması indiriminin teminat limiti üzerinden değil, toplam tazminat üzerinden yapılması gerekir. Sigorta şirketlerinin tazminatın teminat limitinin üzerinde kaldığı durumlarda limit üzerinden hatır taşımacılığı indirimi yaparak teklif ilettiği bir gerçektir. Hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra toplam tazminat teminat limitinin üzerinde kalıyorsa sigorta şirketi yine teminat limitinin tamamından sorumludur. Bu nedenle özellikle tazminatın teminat limitinin çok üzerinde kaldığı durumlarda hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra dahi toplam tazminatın teminat limitinin üzerinde kaldığı durumlarda sigorta şirketinin teminat limiti üzerinden hatır taşıması indirimi yaparak ödeme yapmak istemesi hukuka aykırıdır.
Sigorta Tahkim Komisyonunda Hatır Taşıması İndirimi Uygulaması
Sigorta Tahkim Komisyonu, Sigortacılık Kanunu m.30 da düzenlenmiştir. Sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla alternatif bir çözüm yolu olarak kurulmuş olup, usul ve esasları Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ile belirlenmiştir.
Zorunlu Trafik Sigortası poliçesi kapsamında 18.04.2013 tarihinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların tamamında, ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalayan sigorta şirketlerinin tahkime üye olmaları şartıyla uyuşmazlıkların çözümü için yargılamanın daha kısa sürmesi ve maliyetin daha düşük olması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmaktadır. Gerçekten de yerel mahkemelerde açılan davalarda duruşmaların olması, bilirkişi raporlarının dosyaya uzun sürede ibraz edilmesi, itiraz sürelerinin daha fazla olması, ayrıca Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarının doğrudan temyize tabi olması, istinaf aşamasının olmaması süreci daha hızlı kılmaktadır.
Sigorta Tahkim Komisyonunun kendine özgü yargılama sistemi sebebiyle Hatır Taşıması İndirimi sorunu sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Uygulamaya ilişkin somut olaylar üzerinden konuya açıklık getirmekte fayda vardır.
Daha fazla detay ve danışmanlık için İzmir sigorta avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.
Hatır Taşımacılığı Hakkında Sık Sorulan Sorular (SSS)
Hatır taşıması nedir?
Hatır taşıması, bir kişinin ticari amaç gütmeden, sadece iyilik veya nezaket amacıyla bir başkasını taşıması durumudur.
Hatır taşıması indirimi nedir?
Hatır taşıması indirimi, bu tür taşımalarda meydana gelen trafik kazalarında taşıyıcının sorumluluğunu azaltmak amacıyla tazminat miktarında yapılan indirimi ifade eder.
Hatır taşıması indirimi tüm trafik kazaları için geçerli midir?
Hayır, sadece hatır için yapılan ve ticari amaç taşımayan taşımalarda geçerlidir. Ticari taşımalar bu indirimden yararlanamaz.
Hatır taşımacılığı yasal mı?
Evet, hatır taşımacılığı yasaldır. Türk Borçlar Kanunu’na göre, bir bedel almadan yapılan taşıma işlemi hatır taşımacılığı olarak kabul edilir. Ancak, kazalar ve oluşabilecek zararlar durumunda, taşıyıcının sorumluluğu belirli ölçüde azaltılabilir. Bu sorumluluk indirimi, yasal çerçevede değerlendirilir.
Hatır taşımacılığı Martı ile nasıl uygulanır?
Martı gibi mikro mobilite hizmetleri, hatır taşımacılığı kapsamına girebilir. Bu tür taşımacılıkta, taşımanın gönüllü yapılması ve bir bedel alınmaması esastır; ancak kazalar durumunda sorumluluk değerlendirmesi önemlidir.
Hatır taşımacılığı Kanunu nedir?
Hatır taşımacılığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 57. maddesi kapsamında düzenlenir. Bu madde, taşımacının sorumluluğunu, hatır ilişkisi çerçevesinde değerlendirir ve gerekli hallerde sorumluluk indirimi sağlar.
Hatır taşımacılığı şartları nelerdir?
Hatır taşımacılığının geçerli olabilmesi için taşımanın gönüllü olarak yapılması ve karşılığında herhangi bir bedel alınmaması gerekmektedir. Ayrıca, taşımanın sosyal bir nezaket çerçevesinde gerçekleştirilmesi esastır.
Akrabalar arasında hatır taşımacılığı nasıl uygulanır?
Akrabalar arasında yapılan hatır taşımacılığı, Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca değerlendirilir. Akrabalık bağı taşıyan kişiler arasında yapılan taşımalarda da sorumluluk halleri ve indirimler, bu yasal düzenlemeler çerçevesinde belirlenir.
KAYNAKÇA
https://hukukdergi.ebyu.edu.tr/wp-content/uploads/2015/10/2001_V_15.pdf
https://www.jurix.com.tr/article/18991?u=0&c=0
http://www.tazminathukuku.com/dosyalar/458_hatir-tasimasi.pdf
http://www.tazminathukuku.com/arastirma-yazilari/hatir-tasimasi.htm