Meslek Hastalığı Nedir?
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâlleridir (5510 Sayılı Kanun m.14). 6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu da (m.3/1-L) meslek hastalığını mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık olarak tanımlamaktadır.
Çalışanlar uzun süre aynı işi yapmakta, aynı şekilde çalışmakta, işin yapılma şekli veya niteliği nedeniyle belirli bir zaman sonra yaptığı işten etkilenmekte ve hastalığa yakalanmaktadır. Bu hastalığa yakalanan işçinin ise maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı doğmaktadır.
Bu hastalık nedeniyle tazminat davası; sigortalının meslek rahatsızlığı nedeniyle uğradığı ızdırabı ve işgücü kaybını tazmin etmek amacıyla açılan bir maddi ve manevi tazminat davası türüdür.
Meslek Hastalığı Tanımı
Meslek hastalığı, çalışanın iş yerinde maruz kaldığı koşullar nedeniyle ortaya çıkan ve işin niteliğinden kaynaklanan hastalıkları ifade eder. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesi, meslek hastalığını, sigortalının çalıştığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları nedeniyle uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik olarak tanımlar. Meslek hastalığı, genellikle uzun süreli maruziyet sonucu oluşur ve işverenin gerekli önlemleri almadığı durumlarda işçiye tazminat hakkı doğurur.
Meslek Hastalıklarının Yasal Dayanağı
Meslek hastalıklarının hukuki dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur. Bu kanunlar, meslek hastalıklarının tanımını yapar ve bu hastalıkların tespiti, tedavisi ve tazmin edilmesi için gerekli hukuki düzenlemeleri içerir. İşverenin işçiye sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlama yükümlülüğü, kanunlar çerçevesinde açıkça belirlenmiştir. Bu yükümlülüğün ihlali, işvereni tazminat ödemekle yükümlü kılar. Meslek hastalıkları, işçinin çalıştığı ortamla doğrudan bağlantılı olduğu için yasal düzenlemelerde detaylı olarak ele alınmıştır.
Meslek Hastalığının Şartları
Meslek hastalığının kabul edilebilmesi için belirli şartların sağlanması gereklidir. Bu şartlar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesi ile düzenlenmiştir. Yargıtay kararlarına göre, mesleki hastalığa ilişkin şartlar aşağıdaki gibidir:
- Meslek hastalığının tespiti
- Sigortalılık (işçilik) şartı
- Hastalığın süresi
- Tıbbi rapor ve inceleme
Mesleki hastalığın tespiti: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesine göre, hastalığın işin yürütümü sırasında veya işin niteliğinden kaynaklanan bir sebeple ortaya çıkması gereklidir. İşçi ile hastalık arasında doğrudan bir bağ bulunmalıdır.
Sigortalılık şartı: 5510 sayılı kanun, meslek rahatsızlığı nedeniyle hak sahibi olabilecek kişi olarak “sigortalı” olan işçiyi göstermiştir. Ancak, işçi sigortalı olmasa bile, çalışması ve meslek rahatsızlığı kurumca başka türlü tespit edilmediği takdirde, meslek hastalığı tespit davası açılarak hem sigortalılığın hem de mesleki hastalığın tespit edilmesi mümkündür.
Hastalığın süresi: Meslek hastalığının işin yapılması nedeniyle belirli bir süre içinde ortaya çıkması gereklidir. Maruziyetin sona ermesinden itibaren bu süre içinde hastalık tespit edilmelidir.
Tıbbi rapor ve inceleme: Meslek hastalığının varlığı yetkili sağlık kuruluşları tarafından düzenlenen tıbbi raporlarla belgelenmelidir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 2017/8748 E., 2018/921 K. sayılı kararında, mesleki hastalık tespitinin bilimsel ve hukuki dayanaklarla yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Meslek Hastalıkları Nelerdir?
Meslek hastalıkları Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün 5. maddesinde tasnif edilerek ana başlıklar halinde düzenlenmiştir:
- Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları)
- Göz arızaları
- Kulak arızaları
- Yüz arızaları
- Boyun arızaları
- Göğüs hastalıkları
- Omuz ve kol arızaları
- El bileği ve el arızaları
- El parmakları arızaları
- Omurga arızaları
- Karın hastalık ve arızaları,
- Pelvis ve alt ekstremite arızaları
- Endokrin, metabolizma, kol.
Her başlık altında yer alan hastalıklar Tüzüğe ekli A cetvelinde ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir.
Meslek Hastalıkları Nasıl Tespit Edilir?
Meslek hastalığına maruz kalan işçinin meslekte güç kayıp oranının öncelikle tespit edilmesi gerekir. Meslekte güç kayıp oranı, sigortalıya SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı, bağlanacaksa miktarı ile maddi ve manevi tazminat davası neticesinde hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkiler. Bu nedenle mesleki hastalığı nedeniyle meslekte güç kayıp oranının doğru tespit edilmesi önemlidir.
İşveren mesleki hastalığa tutulan işçinin bu durumunu öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirimi ile Kuruma bildirmek zorundadır. Meslek rahatsızlığının SGK’ya bildirilmesi üzerine SGK müfettişleri soruşturma yoluyla gerekli kontrol ve denetimleri yapar (5510 sayılı kanun m.14).
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 40. maddesine göre sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek rahatsızlığına tutulduğu şu şekilde tespit edilir:
- SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları, yani Sağlık Bakanlığı Meslek Hastalıkları Hastaneleri veya devlet üniversitesi hastaneleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurumu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu SGK Sağlık Kurulu tarafından mesleki hastalık ve maluliyet oranı (mesleki güç kayıp oranı) tespit edilir.
- SGK gerekli gördüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin inceleyerek de SGK Sağlık Kurulu tarafından mesleki hastalık ve maluliyet oranı tespit edilebilir.
Olayın meslek hastalığı olup olmadığı ve maluliyet oranına ilişkin SGK Sağlık Kurulu tarafından yapılan tespitlere karşı Ankara’da bulunan SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilebilir. Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar SGK’yı bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde (itiraz, dava açmak suretiyle mümkündür) gerekli inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır (Y21HD-K.2015/15051).
SGK tarafından işçinin maruz kaldığı olay meslek rahatsızlığı olarak kabul edilmediği takdirde, meslek hastalığının tespiti amacıyla dava açılabilir. Mesleki hastalığın tespiti davasını yürütmeye iş mahkemesi görevlidir. Mesleki hastalık tespiti davasında hem işveren hem de SGK’ya birlikte dava açılmalıdır.
506 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde de, “işveren; …sigortalıları çalıştıran … kişiler…” olarak tanımlanmış olup, olayın meslek rahatsızlığı olduğuna yönelik davalar, sonuç itibariyle, sigortalı ile işveren arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi olduğuna yönelik tespit hükmünü de içerdiğinden, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işvereninde davada taraf olmasında yasal zorunluluk vardır. Hal böyle olunca, dava dışı işverene de usulüne uygun husumet yöneltilmesi ile davaya katılımı sağlanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir (Y10HD-K.2015/17863).
Meslek Hastalığı Tazminat Davası
Meslek hastalığı tazminat davası, iş yerinde maruz kalınan koşullar nedeniyle meydana gelen ve işin niteliğinden dolayı tekrarlanan sebeplerle gelişen hastalıklar sonucunda, çalışanın uğradığı bedensel veya ruhsal engellilikler için maddi ve manevi tazminat talep edilmesi sürecidir1. Bu tür bir dava, mesleki hastalık sonucu ortaya çıkan sürekli iş göremezlik veya geçici iş göremezlik durumlarında, sosyal sigorta yüksek sağlık kurulları tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda başlatılabilir.
Davacılar, genellikle maddi tazminat olarak kaybettikleri kazançları ve iş göremezlik nedeniyle oluşan zararlarını, manevi tazminat olarak ise yaşadıkları acı ve ıstırabı talep ederler. Bu süreç, meslek hastalıklarının doğru tespiti ve sağlık kurulu raporları gibi tıbbi belgelerin incelenmesi ile desteklenir. Mesleki hastalık kapsamındaki sağlık sorunları, genellikle iş yerinde sürekli maruz kalınan belirli fiziksel, kimyasal veya biyolojik etkenler nedeniyle ortaya çıkan hastalıkları içerir.
Meslek hastalığı tazminatı, işçinin bu hastalığın sebep olduğu maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını amaçlar.
Meslek hastalığı tazminat davası açmak için;
- Mesleki Hastalık illiyet bağı
- İşverene bildirim
- SGK’ya bildirim
- Dava süreci
İlk adım olarak, hastalığa dair bir tıbbi rapor alınmalıdır. Mesleki hastalık raporu hastalığın çalışma koşullarından kaynaklandığı ve işyerinde geçirilen süre içerisinde bu hastalığın geliştiğine dair bilgiler yer almalıdır.
Mesleki hastalığa yakalanan çalışanın bu durumu işverene bildirmesi ve işverenin bu durumu belgelemesi gerekmektedir.
Mesleki hastalık tespiti sonrasında, ya da iş kazası durumunda, SGK’ya (Sosyal Güvenlik Kurumu) başvuru yapılması gerekebilir. SGK, mesleki hastalığa dair yapılan tespit sonrasında maddi haklarınızın belirlenmesine yardımcı olur.
Meslek hastalığı sonucunda işçi, maddi ve manevi zararlarını karşılamak için tazminat talebiyle dava açabilir. Bu süreçte, mahkeme tarafından yapılacak değerlendirme doğrultusunda tazminat miktarı belirlenecektir.
Tazminatın Kapsamı ve İçeriği
Meslek hastalığı tazminatının kapsamı, çalışanın uğradığı maddi zararlar, tedavi giderleri ve iş göremezlik nedeniyle oluşan gelir kaybını içerir. Ayrıca, manevi tazminat da mesleki hastalık nedeniyle çalışanın yaşadığı fiziksel ve psikolojik acıların karşılanması amacıyla talep edilebilir. Tazminatın içeriği, çalışanın hastalığının derecesine, tedavi sürecine ve iş göremezlik oranına göre belirlenir. Çalışanın yaşam standartlarında meydana gelen düşüş, mesleki hastalık tazminatının hesaplanmasında dikkate alınır. Tazminat, çalışanın ve ailesinin maruz kaldığı zararların karşılanmasını amaçlar.
Meslek Hastalığı Tazminatı Davası Nasıl Açılır?
Meslek hastalığı tazminatı alabilmek için işçinin öncelikle işverene başvurması ve işverenin tazminatı ödemesini istemesi gerekir. İşveren tazminatı ödemeyi reddederse veya işçi işverenin kusurlu olduğuna inanıyorsa, işçi dava açarak haklarını talep edebilir.
Mesleki hastalık tazminat davaları, iş mahkemelerinde açılır. Dava dilekçesinde, işçinin uğradığı mesleki hastalık, iş kazasına neden olan olay, işverenin kusur oranı, işçinin uğradığı zararlar ve talep edilen tazminat tutarı gibi bilgiler detaylı olarak belirtilmelidir.
Meslek Hastalığı Tazminat Hesaplama
Tazminat tutarı, işçinin uğradığı maluliyet oranına, işçinin maaşına ve işverenin kusur oranına göre hesaplanır.
Meslek Hastalığı Tazminatı Hesaplamasında Göz Önünde Bulundurulan Faktörler:
- İşçinin Maluliyet Oranı
- İşçinin Maaşı
- İşverenin Kusur Oranı
- işçinin Yaşı
İşçinin mesleki hastalık sonucu ne kadar malul olduğu, bir sağlık kurulu tarafından yapılan tetkikler sonucunda belirlenir. Maluliyet oranı, %10’dan az ise tazminat hesaplanmaz.
İşçinin Maaşı: Tazminat tutarı, işçinin son 12 ayda aldığı ortalama maaş üzerinden hesaplanır. İşverenin iş kazasına kusuru olup olmadığı ve varsa kusur oranı, iş kazası soruşturması sonucunda belirlenir.
Meslek Hastalığı Tazminatı Hesaplama Formülü:
Tazminat Tutarı = (Maluliyet Oranı x Son 12 Ayın Ortalama Maaşı x İşverenin Kusur Oranı) x (12 / 30)
Örnek Hesaplama: (İş kazası tazminat hesaplama)
Bir işçi, maruz kaldığı kimyasallar sonucu meslek hastalığına yakalandı ve %40 malul kaldı.
İşçinin son 12 ayın ortalama maaşı 5.000 TL.
İşverenin kusur oranı %75 olarak belirlendi.
Tazminat Tutarı Hesaplaması:
Tazminat Tutarı = (0.40 x 5.000 TL x 0.75) x (12 / 30) = 6.000 TL
Bu durumda işçiye 6.000 TL meslek hastalığı tazminatı ödenecektir.
Meslek Hastalığı Tazminat Davasında Zamanaşımı
Meslek hastalığı tazminat davası zamanaşımı süresi 10 yıldır (6098 sayılı Borçlar Kanunu m.146).
Tazminat davası zamanaşımı süresi failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Meslek rahatsızlığı tazminat davasında zararın öğrenilmesi kavramı zamanaşımının başlangıcı açısından oldukça önemlidir. Zararın öğrenilmesinden kastedilen; bütün hal ve şartları ile (kapsamı, mahiyeti, etkisi vs.) zararın öğrenilmiş olması demektir. Özellikle bedensel zararlarda ancak bakım ve tedavi neticesinde düzenlenen doktor raporuyla zarar belirli bir netliğe ulaşır. Bedensel zararın gelişim gösterdiği hallerde zamanaşımı başlangıcı olarak “gelişimin tamamlandığı” tarih dikkate alınır. Değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı meslek hastalıklarında zamanaşımı mesleki rahatsızlığının tespit tarihinde başlar.
Meslek Hastalığı Tazminatı Başvurusu
Meslek hastalığı tazminatı başvurusu, hastalığın tespit edilmesinin ardından yapılması gereken bir işlemdir. Başvuru süreci, çalışanın bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracılığıyla başlatılır. Bu süreçte, hastalığın mesleki hastalık olarak kabul edilmesi için gerekli belgelerin ve raporların tamamlanması gerekmektedir. Başvuru süreci, çalışanın hastalık nedeniyle uğradığı zararların tazmin edilmesi amacıyla yürütülür. Sigortalının hastalık nedeniyle hak kaybına uğramaması için başvurunun zamanında yapılması ve gerekli belgelerin eksiksiz sunulması önem taşır.
Gerekli Belgeler ve Raporlar
Meslek hastalığı tazminatı başvurusu için gerekli belgeler arasında sağlık kurulu raporu, işyeri sağlık raporları ve diğer destekleyici belgeler yer alır. Sağlık kurulu raporu, çalışanın mesleki hastalığa yakalandığını ve bu hastalığın çalışma koşullarından kaynaklandığını belgeleyen resmi bir evraktır. İş yeri sağlık raporları ise çalışanın işyerinde maruz kaldığı riskleri ve bu risklerin sağlık üzerindeki etkilerini ortaya koyar. Bu belgeler, tazminat başvurusunun kabul edilmesi için kritik öneme sahiptir ve eksiksiz bir şekilde sunulması gerekmektedir.
Başvuru Süresi ve Zamanaşımı
Meslek hastalığı tazminatı başvurusu için belirli bir süre sınırlaması vardır. 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri gereğince, mesleki hastalığın tespitinden itibaren 10 yıl içinde tazminat talebi yapılmalıdır. Bu süre içinde yapılmayan başvurular zaman aşımına uğrar ve tazminat hakkı kaybedilir. Zaman aşımı süresi, hastalığın ortaya çıktığı tarihten itibaren başlar. Sigortalının hak kaybına uğramaması için başvurunun bu süre içinde yapılması gereklidir. Başvuru süresine riayet edilmesi, tazminat talebinin hukuki geçerliliği açısından zorunludur.
Meslek Hastalığı Nedeniyle Tazminat Davalarında Zorunlu Arabuluculuk Uygulanır Mı?
Meslek hastalığı nedeniyle açılan tazminat davalarında arabuluculuk, zorunlu değildir. İş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin davalarda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca arabuluculuk süreci tarafların isteğine bağlı olarak uygulanır. Bu tür davalarda arabuluculuk, işçi ve işverenin karşılıklı anlaşmaya varmasını sağlamak için tercih edilebilecek bir yöntemdir ancak dava açılmadan önce zorunlu olarak arabuluculuğa başvurulması gerekmemektedir. Arabuluculuk süreci, taraflar arasında uzlaşma sağlanması durumunda davanın mahkemeye taşınmadan çözülmesine olanak tanır. Ancak, tarafların anlaşamaması halinde dava açma hakkı saklıdır ve uyuşmazlık mahkemede çözüme kavuşturulur.
Meslek Hastalığı Tazminatında İşverenin Sorumluluğu
İşverenin, işçileri meslek hastalıklarına karşı korumak için alması gereken önlemler, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile belirlenmiştir. Bu önlemler arasında, iş yerinde risk değerlendirmesi yapmak, işçilere uygun kişisel koruyucu donanımlar sağlamak ve işçileri periyodik sağlık kontrollerine tabi tutmak yer alır. İşveren, bu önlemleri almadığı takdirde, işçinin maruz kaldığı mesleki hastalıktan sorumlu tutulur. Bu yükümlülük, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dayanır.
İşverenin Sigorta Yükümlülükleri
İşverenin, işçileri meslek hastalıklarına karşı koruma yükümlülüğü sadece iş sağlığı ve güvenliği önlemleriyle sınırlı değildir; aynı zamanda sigorta yükümlülükleri de bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanun, işverenlerin işçilerini sosyal güvenlik sistemine dahil etme ve meslek hastalığı durumunda işçinin zararını karşılayacak sigorta primlerini ödeme yükümlülüğünü içerir. İşverenin sigorta yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, işçiye ödenecek tazminatların sorumluluğu doğrudan işverene aittir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi, işverenin hukuki sorumluluğunu azaltır ve işçilerin sosyal güvenlik haklarını güvence altına alır.
Meslek Hastalığı Tazminatında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Rolü
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), meslek hastalığı tazminatında kritik bir rol oynar. SGK, mesleki hastalığın tespit edilmesi, tazminat miktarının belirlenmesi ve bu tazminatın ödenmesi süreçlerini yönetir. Mesleki hastalık tespit edilen sigortalılar, SGK’ya başvurarak tazminat talebinde bulunabilir. SGK, sigortalının iş göremezlik oranını belirler ve bu orana göre tazminat ödemesi yapar. SGK’nın bu süreçteki rolü, sigortalının haklarının korunmasını ve hastalığın getirdiği maddi kayıpların telafi edilmesini sağlar.
SGK Başvuru Süreci ve İnceleme
Meslek hastalığı tazminatı için SGK’ya başvuruda bulunulması, hastalığın tespit edilmesinden sonra yapılması gereken bir işlemdir. Başvuru süreci, sigortalının sağlık kurulu raporu ve işyeri sağlık raporları ile birlikte SGK’ya başvurmasıyla başlar. SGK, başvuru sonrası mesleki hastalığı tespit eder ve sigortalının iş göremezlik oranını belirler. Bu incelemeler, mesleki hastalık tazminatının ödenmesi için gerekli olan tüm belgelerin eksiksiz bir şekilde sunulmasıyla tamamlanır. SGK, başvuru sürecinde tüm detayları değerlendirir ve tazminatın ödenmesi için gerekli kararları alır.
SGK’nın Meslek Hastalığı Tazminatı Ödemesi
SGK, meslek hastalığı tazminatı ödemesi yaparken, sigortalının iş göremezlik oranını ve hastalığın derecesini dikkate alır. Tazminat, geçici iş göremezlik durumunda çalışanın tedavi süresi boyunca ödenirken, sürekli iş göremezlik durumunda düzenli bir maaş olarak ödenir. Tazminat miktarı, çalışanın son kazanç durumu ve hastalığın neden olduğu gelir kaybı üzerinden hesaplanır. SGK’nın bu süreçteki rolü, sigortalının ekonomik olarak korunmasını ve mesleki hastalık nedeniyle uğradığı zararların telafi edilmesini sağlamaktır.
Meslek Hastalığı Tazminatında Karşılaşılan Zorluklar
Meslek hastalığı tazminatı sürecinde, sigortalılar çeşitli hukuki zorluklarla karşılaşabilir. Bu zorluklar, genellikle ispat yükümlülüğü, eksik belgeler veya sağlık raporlarının yetersizliği gibi konulardan kaynaklanır. Ayrıca, işverenin tazminat talebine itiraz etmesi veya işyeri koşullarının hastalıkla bağlantısını reddetmesi durumunda hukuki süreç uzar.
İşverenin Sorumluluktan Kaçınma Stratejileri
İşverenler, meslek hastalığı tazminatından kaçınmak için çeşitli stratejiler geliştirebilir. Bu stratejiler arasında, işyeri koşullarının hastalıkla bağlantısının reddedilmesi, eksik veya yanlış belge sunulması ve sağlık raporlarına itiraz edilmesi yer alır. İşverenin bu tür stratejilere başvurması, tazminat sürecini zorlaştırır. r.
İspat ve Delil Toplama Sürecinde Karşılaşılan Engeller
Meslek hastalığı tazminatı davalarında ispat yükümlülüğü sigortalıya aittir ve delil toplama sürecinde çeşitli engellerle karşılaşılır. İşyerinde maruz kalınan risklerin belgelenmesi, işverenin sorumluluğunun kanıtlanması ve sağlık raporlarının doğruluğunun ispatlanması gibi süreçler, sigortalı için zor ve meşakkatli bir süreçtir. Sigortalının bu süreçte profesyonel hukuki destek alması elzemdir.
Daha fazla hukuk makalesi incelemek için sitemize göz atabilir ve Tazminat Hukuku gibi konularda yazılara ulaşabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular:
Meslek hastalığından dolayı tazminat alınır mı?
Mesleki hastalığa maruz kalan işçi, iş yerinden: sağlık giderleri, geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik ödeneği talep edebilir.
Mesleki hastalık tazminatı için bağlanan maaş ne kadar?
Tam iş göremezliği halinde; Günlük kazanç x 30 x % 70 ,
Kısmi iş göremezliği halinde ise Günlük kazanç x 30 x % 70 x Meslek Hastalığı Oranı
Meslek hastalığı tazminat davası ne kadar sürer?
Mesleki hastalığa ilişkin tazminat davaları yerel mahkemede 1-3 yıl içerisinde sonuçlanmaktadır.
Astım meslek hastalığı tazminat
Mesleki hastalık tanısı konulduğu takdirde astıma yakalanan işçi iş verenden tazminat talebinde bulunabilir.
İşitme kaybı meslek hastalığı tazminat
İşitme kaybı mesleki hastalığı olarak değerlendirilir ve işitme kaybı yaşayan işçileri % 30 ile % 42 arasında iş gücü kaybı oranı verilmektedir.
İlgili İçerikler: