Konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 133. maddesinde düzenlenmiş olup kişilerin aleni olmayan (özel) konuşmalarının, tarafların rızası olmadan dinlenmesi veya kaydedilmesi halinde ortaya çıkan bir suç tipidir. Bu düzenleme ile kişilerin özel hayatı, düşünce ve ifade özgürlüğü korunmakta; gizli kalması gereken konuşmaların hukuka aykırı biçimde ifşa edilmesinin önüne geçilmektedir.
TCK m.133 üç farklı fiili ayrı ayrı suç olarak tanımlar:
- Aleni olmayan konuşmaları üçüncü bir kişinin rıza olmadan dinlemesi veya kaydetmesi,
- Katıldığı özel bir konuşmayı diğer tarafların rızası olmaksızın kayda almak,
- Hukuka aykırı şekilde elde edilen konuşma kayıtlarını ifşa etmek.
Bu hükümlerle kişilerin özel yaşam alanlarında özgürce konuşabilmeleri, başkaları tarafından gizlice dinlenmeyecekleri ve kayıt altına alınmayacakları güvence altına alınmıştır.
İzinsiz Ses Kaydı Almak Hangi Şartlarda Suç Teşkil Eder?
Türk Ceza Kanunu’na göre izinsiz ses kaydı almak, aleni olmayan konuşmalar bakımından suç kabul edilir.
- Birinci fıkra: Konuşmaya taraf olmayan üçüncü bir kişi, tarafların rızası olmadan gizli bir konuşmayı dinler veya kayda alırsa suç oluşur.
- İkinci fıkra: Konuşmaya taraf olan bir kişi, diğer katılımcıların rızası olmadan özel bir söyleşiyi kayda alırsa bu da suçtur. Burada en az üç kişinin konuşmaya katılması şartı aranır.
- Üçüncü fıkra: Hukuka aykırı kaydedilen bu konuşmaların ifşa edilmesi veya basın-yayın yoluyla yayımlanması ayrı bir suçtur.
Konuşmanın içeriği ister kişisel, ister mesleki, ister sıradan olsun, aleni değilse ve tarafların rızası bulunmuyorsa kayıt yapılması suç sayılır.
Gizli Ses Kaydının Delil Niteliği Var Mıdır?
Genel kural olarak hukuka aykırı elde edilen deliller mahkemede kullanılamaz. Ancak Yargıtay kararlarına göre bazı istisnalar vardır.
- Kişinin kendisine veya ailesine yönelik tehdit, hakaret, saldırı gibi durumlarda başka türlü delil elde etme imkanı yoksa, konuşmanın tarafı olan kişi yaptığı kaydı delil olarak sunabilir.
- Ani gelişen suç fiillerinde, kaydı yapan kişinin kendisini veya yakınlarını korumak amacıyla elde ettiği kayıtlar hukuka uygun kabul edilebilir.
- Buna rağmen, kaydın hükme esas alınıp alınmayacağına karar verme yetkisi mahkemeye aittir.
Eşin Konuşmalarını İzinsiz Kaydetmek Suç Mudur?
Eşler arasındaki ses kayıtları konusunda Yargıtay bazı durumlarda hukuka uygunluk sebebi kabul etmiştir.
- Eşin, diğer eşin tehdit, şiddet veya hakaret içeren ifadelerini kanıtlamak amacıyla ani gelişen bir durumda kayıt yapması hukuka uygun kabul edilebilir.
- Ancak genel kural olarak eşin rızası olmadan yapılan kayıtlar da TCK 133 kapsamında suç teşkil eder.
- Kaydın delil olup olmayacağı, somut olayın koşullarına göre mahkeme tarafından değerlendirilir.
Konuşma Kaydı Alan Kişi Ne Tür Yaptırımlarla Karşılaşır?
TCK m.133’e göre cezalar şu şekilde düzenlenmiştir:
- Birinci fıkra: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası.
- İkinci fıkra: 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası.
- Üçüncü fıkra: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası.
Ayrıca suçun kamu görevlisi tarafından yetkisini kötüye kullanarak işlenmesi (TCK m.137/1-a) veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıkla işlenmesi (TCK m.137/1-b) halinde ceza artırılır.
Konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, kişilerin özel hayatını ve ifade özgürlüğünü koruyan önemli bir düzenlemedir. Rıza olmadan yapılan kayıtlar hem cezai yaptırıma tabidir hem de çoğu durumda hukuka aykırı delil niteliğindedir. Ancak tehdit, hakaret veya ani gelişen saldırılar gibi istisnai hallerde kaydın delil olarak kabul edilebilmesi mümkündür.
Kategori: Ceza Hukuku
Yazar: Çözüm Hukuk
Makale Uzunluğu: 712 Kelime
Yayınlanma Tarihi: 01 Ekim 2025
Güncellenme Tarihi: 01 Ekim 2025