Maddi ve manevi tazminat davası nedir ve farkları nelerdir diye pek çok kişi araştırma yapmakta ve konuyu detaylıca incelemektedir. Kısaca açıklama yaparak bu konu hakkında net şekilde bilgi sahibi olmanızı sağlayacağız. Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem sonucunda kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmelerin tazmin edilmesini hedefler. Bu tür davalarda mağdurun yaşadığı maddi zararlar belirlenir ve bu zararların karşılanması için mahkemeden tazminat talep edilir. Maddi tazminat, somut mali kayıpları, örneğin mal ve mülk zararlarını, iş gücü kaybını veya tıbbi masrafları kapsar. Amacı, mağdurun uğradığı ekonomik zararın giderilmesidir.
Öte yandan, manevi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem sonucu kişinin yaşadığı manevi zararların tazmin edilmesini hedefler. Manevi tazminat, kişinin yaşadığı üzüntü, elem, ruhsal bozukluk veya yıpranmanın telafi edilmesini amaçlar. Bu tür davalarda, mağdurun duygusal ve psikolojik zararı değerlendirilir ve mahkeme tarafından manevi tazminat ödenmesine karar verilir. Maddi ve manevi tazminat davası açma şartları birbirinden farklıdır.
Manevi Tazminat Davası Açma Şartları
- Hukuka Aykırı Eylem veya İşlem: Manevi tazminat davası açmak için hukuka aykırı bir eylem veya işlem yapılmış olması gerekir. Bu, kişinin kişilik haklarını ihlal eden bir davranış veya olay anlamına gelir. Örneğin hakaret, iftira, haksız tutuklama, kişisel haklara yönelik diğer saldırılar manevi tazminat davası için gerekçe oluşturabilir.
- Manevi Zararın Varlığı: Manevi tazminat davasında, mağdurun yaşadığı manevi zararın somut bir şekilde ortaya konması gerekir. Manevi zarar kişinin psikolojik, duygusal veya ruhsal olarak yaşadığı sıkıntı ve üzüntüyü ifade eder. Mağdurun yaşadığı üzüntü, endişe, stres veya travma gibi durumlar manevi zararı oluşturur.
- Zarar ile Aykırı Eylem Arasında Bağlantı: Manevi zararın, hukuka aykırı eylem veya işlem ile doğrudan bağlantılı olması gerekir. Yani yaşanan manevi zararın, hukuka aykırı davranış nedeniyle ortaya çıkmış olması şarttır. Mağdurun yaşadığı manevi zararın, ihlal eden eylemle ilgili olması ve ondan kaynaklanmış olması gerekir.
Maddi Tazminat Davası Açma Şartları
- Maddi Zararın Oluşması: Maddi tazminat davası açmak için öncelikle bir maddi zararın meydana gelmiş olması gerekir. Maddi zarar, kişinin malvarlığında meydana gelen bir eksilmeyi ifade eder. Bu zarar mal ve mülk kaybı, iş gücü kaybı, tıbbi masraflar veya diğer somut ekonomik kayıplardır. Örneğin bir trafik kazası sonucunda aracın zarar görmesi veya bir iş kazasında iş gücü kaybı maddi zararın örnekleridir.
- Hukuka Aykırı Fiilin Bulunması: Maddi zararın hukuka aykırı bir eylem veya işlem sonucunda oluşmuş olması gerekir. Yani zarara yol açan fiil, yasal olmayan veya hukuka aykırı bir davranış olmalıdır. Bu, kasıtlı veya dikkatsizlik sonucu meydana gelen eylemler olabilir. Hukuka aykırı fiil, örneğin, bir kişinin başkasının mülküne izinsiz zarar vermesi gibi durumları kapsar.
- Zararın Meydana Gelmesi: Maddi tazminat talebinde bulunabilmek için, zararın gerçekten meydana gelmiş olması şarttır. Zararın varlığı somut olarak kanıtlanmalıdır. Maddi zarar, zararın boyutunu ve niteliğini ortaya koyan belgelerle desteklenmelidir. Tıbbi raporlar, faturalar, değer kaybı raporları gibi belgelerle kanıtlanır.
Maddi Tazminat Davası Kapsamında Hangi Zararların Tazmini İstenebilir?
Maddi tazminat davası, malvarlığı kaybı, gelir kaybı ve tedavi masrafları gibi somut zararların tazminini talep eden bir hukuk sürecidir. Bu tür davalarda, zarar gören tarafın uğradığı ekonomik kayıpların doğru bir şekilde belirlenmesi esastır. Malvarlığı kaybı, kişinin sahip olduğu mülklerin veya varlıkların değerinin düşmesi anlamına gelir. Bu durum bir kazanın veya hukuka aykırı bir eylemin sonucunda meydana gelir ve kaybedilen değerlerin tazminini gerektirir.
Tedavi masrafları, sağlık sorunları nedeniyle yapılan harcamaları ifade eder ve bu harcamaların tazmini de önemli bir husustur. Bu masraflar hastane giderleri, ilaç maliyetleri ve rehabilitasyon süreçlerini kapsar. Maddi tazminat davasında, bu zararların miktarının belirlenmesi genellikle mahkeme sürecinde uzman görüşlerine ve eldeki delillere dayanarak yapılır.
Tazminat Davaları Ne Zaman Sonuçlanır?
Tazminat davalarının süresi, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bu süreç, mahkemenin iş yükü, delil toplama aşamasının süreci ve diğer hukuki ve idari etkenler gibi bir dizi faktörden etkilenir. Mahkemelerin yoğunluğu, davaların ne kadar süreceğini etkileyen önemli bir unsurdur. Yoğun bir mahkeme takvimi, davaların daha uzun sürede sonuçlanmasına neden olur.
Genel olarak tazminat davalarının sonuçlanma süresi yaklaşık 1 ila 2 yıl arasında değişir. Ancak her dava kendine özgü dinamiklere sahip olduğundan, bu süreler davanın özelliklerine göre uzayabilir veya kısalabilir. Dolayısıyla tazminat davalarının ne kadar süreceğini belirlemek için mahkemenin süreci ve ilgili faktörlerin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Tazminat Davası Kaybedilirse Ne Olur?
Tazminat davasını kaybetmek durumunda, mahkeme kararının uygulanması sürecinde çeşitli hukuki sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Öncelikle tazminat ödemesi yapılmadığı takdirde mahkeme kararı doğrultusunda borcunuzun ödenmesi için çeşitli icra işlemleri başlatılır.
Ayrıca borcunuzun ödenmemesi durumunda mahkeme kararının uygulanabilmesi için taşınmazlarınıza da el konulabilir. Bu tür durumlarda tazminat borcunuzun ödenmesi için icra yolu ile taşınmazlarınız üzerinde haciz işlemleri yapılabilir. İcra yoluyla yapılan bu uygulama, taşınmazlarınızın satışa çıkarılması veya gelirlerinin tazminat borcunun karşılanması amacıyla kullanılması gibi sonuçlar doğurur.
Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Yargıtay Kararları
2002 yılında meydana gelen bir iş kazası sonucunda, işçinin %0 (sıfır) oranında sürekli iş göremezlik durumu söz konusu olmuştur. Bu durumun ardından yapılan incelemelerde iş kazasında işçinin %20 oranında kusurlu olduğu, işverenin ise %80 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2010/5749 sayılı kararında, iş kazası sonucunda işçinin yaşadığı manevi zararın karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Karara göre, iş kazasında işçinin %20 kusurlu olması ve işverenin %80 kusurlu bulunması durumu göz önüne alındığında, işçinin manevi tazminat talebi değerlendirilmiştir.
Bu karar doğrultusunda, işçinin iş kazası nedeniyle 7000 TL manevi tazminat alması gerektiğine hükmedilmiştir.
Konu hakkında danışmanlık almak için hemen Tazminat avukatı sayfamıza göz atabilirsiniz.