Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve Elkoyma Tazminat Davası
  •    2023 yılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi raporlarına göre Mahkeme önünde bulunan 68.450 derdest dosyanın 23.397’si Türkiye aleyhine açılmış davalardır.[1] Yine Adalet Bakanlığı 2023 yılı verilerine göre ise[2] Mahkeme tarafından Türkiye aleyhine verilen 72 ihlal kararının 16’sını ‘özgürlük ve güvence hakkı’ oluşturmaktadır. Bunun en büyük nedeni ise Türk mahkemelerinin tutuklama başta olmak üzere koruma tedbirlerini adeta güvenlik tedbiri olarak uygulamasından kaynaklanmaktadır. 

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedir?

Tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma suçun soruşturulması veya kovuşturulması sürecinde maddi gerçeğe ulaşmak gayesiyle delillerin daha doğru yol ve yöntemlerle toplanmasında araç olarak kullanılan ceza muhakemesi kurumlarından bazılarıdır. Bunlara ceza muhakemesi hukukunda koruma tedbirleri denir. Fakat koruma tedbirleri yalnızca saydıklarımızla sınırlı değildir. Kanun Koyucu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun (CMK) 90. ila 140.maddelerinde soruşturma veya kovuşturma aşamasında kimin hakkında ne tür koruma tedbirine hükmedilebileceğini açıkça ortaya koymuştur.

Bunun yanı sıra koruma tedbirleri, yukarıda verilen aralıktaki kanun maddelerinde sayıldığı kadar olup bu tedbirler örnekseme yahut kıyas yoluyla çoğaltılamaz. Böylece Türk Ceza Hukukunda yakalama(m. 90), gözaltı(m.91), tutuklama(m.100), adlî kontrol(m.109), arama(m.116 vd.), el koyma(m.123 vd.), telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi(m.135), gizli soruşturmacı(m.139) ve teknik araçlarla izleme(m.140) olarak 9 adet koruma tedbirine yer verilmiştir.    

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası
Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?

Peki koruma tedbirleri, nasıl haksız hâle gelir ve haksız uygulanan koruma tedbirleri nedeniyle devlete karşı tazminat talep edilebilir mi? Örneğin CMK m. 100’de sayılmayan suçlardan olan hakaret suçunu işlediği iddiasıyla Türkiye’de ikâmet eden A kişisi hakkında bir tutuklama kararı verildiğini varsayalım. Şu halde şüphesiz ki bu tutuklama kararı haksız bir tutuklama kararıdır. Çünkü hakaret CMK’nin 100. maddesindeki katalog suçlardan değildir. Ayrıca A da Türkiye’de mukîm bulunduğundan kaçma ihtimalinden söz edilemeyecektir. Böylece A, CMK’nin 141 vd. maddelerine dayanarak devlete karşı adlî yargıda açacağı haksız koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasıyla tazminat talep edebilir.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Hangi Hallerde Tazminat Davası Açılabilir?

   Haksız yere uygulanan koruma tedbiri nedeniyle hangi kişilerin devletten tazminat talep edebileceği CMK’nin 141. maddesinin ilk fıkrasında açıkça sayılmıştır. Buna göre hakkında koruma tedbirinin uygulanmasında usul veya esas yönünden bir hukuka aykırılık mevcut ise kişi elbette tazminat talep etme hakkı kazanacaktır. Oysa Kanun Koyucu, m.141/1-e ve f bentlerinde her ne kadar yakalama ve tutuklama kanunda yazılı şartları taşısa dahi mahkemenin yanlış zanla kişiyi yargılama sonuna dek özgürlüğünden alıkoyma ihtimalinin de özgürlük ve güvence hakkının ihlali olmasını göze alarak söz konusu bu hallerde de kişiye tazminat hakkı tanınmıştır.

   Bununla beraber koruma tedbiri uygulanan kişi, hapis cezasına ya da adlî para cezasına çarptırılmış olabilir. Şayet kişinin, esas hakkındaki nihai karara göre mahkum olarak cezaevinde kalacağı süre tutukluluğunda kaldığı süreyi geçmeyecekse yine haksız tutuklama nedeniyle tazminat talebine sahiptir.

  Kanunun 141. maddesi aslında koruma tedbirleri bakımından genel nitelikteki usul hükümlerini de barındırmaktadır. Böylece hakları hatırlatılmayan yahut yakalanma ve tutuklama nedenleri koşullar elverir olduğu halde kendisine yazılı şekilde açıklanmayan kişi de tazminat alacaklısı konumundadır.

   Koruma tedbirleri ile ilgili tazminat davası açılabilecek haller CMK m. 141/1’in aşağıdaki bentlerinde şu şekilde sayılmıştır:

Tazminat istemi[3]

Madde 141 –

(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

k) (Ek: 11/4/2013-6459/17 md.) Yakalama, adli kontrol veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,

l) (Ek:2/3/2024-7499/12 md.) Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan veya beraatlerine karar verilen, sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.  

Tazminat Komisyonunun Yetkisi ve Görevleri
Tazminat Komisyonunun Yetkisi ve Görevleri

Tazminat Komisyonunun Yetkisi ve Görevleri

Tazminat Komisyonu, 6384 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Görevleri ve yetki alanı, Kanunun 2. maddesinde net bir biçimde izah edilmiştir. 2/3/2024 tarihli ve 7499 sayılı Kanunla, 6384 sayılı Kanunda son kez değişiklik yapılmış ve 2. maddesine 3. ve 4. fıkralar eklenmiştir. İşbu fıkralar ile Tazminat Komisyonunun görev ve yetkileri arasına makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle manevi tazminat talepleri ve Ceza Muhakemesi Kanununun 142. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini[4] de ilave edilmiştir.

Söz konusu hüküm, tazminat hakkının doğumuna dair herhangi bir mahkeme kararı aranmaksızın devletin tazminat borcunu zımnen kabul etmesi bakımından anayasaya aykırı görülmekle birlikte vatandaşın adil yargılanmaya yönelik endişelerini had safhaya çıkarması açısından da epey eleştirilmektedir.

Haksız Tutuklama, Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi
Haksız Tutuklama, Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Nedeniyle Tazminat Davası Açma Süresi

   Koruma tedbiri kararının haksız verildiği iddiasıyla açılan tazminat davası kararın kesinleşmesinin ilgiliye tebliğinden itibaren 3 ay ve her halde kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl geçmekle düşer. Bu ifade CMK m. 141/1 hükmünün aynen tekrarıdır. Koruma tedbirleri kararı verilmesi başlangıçta usul ve yasaya uygun olmakla beraber kişi, eğer ceza davası sonunda beraat etmiş veya savcı kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiş kişiler ise esas hakkındaki kesin hükmün kendilerine tebliğinden itibaren 3 ay ve her halde hükmün kesinleşmesinden sonra 1 yıl geçmesiyle haksız koruma tedbiri nedeniyle tazminat talep haklarını kaybedeceklerdir.   

Tazminat Davasında Görevli Mahkeme
Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

   Koruma tedbiri kararı başta haksız verilmeyip maddi gereceğin ortay çıkması ile beraber kişi suçsuz bulunmuş veya kişi, koruma tedbiri uygulanması nedeniyle sonuç cezasından daha uzun süredir koruma tedbiri altında ise bu gerekçelerle istenen tazminat taleplerini incelemeye 6384 s. Kanun m.2/3-(b) ve 5271 s. CMK m. 142/2, c.2 gereğince Tazminat Komisyonu yetkili ve görevlidir.

   Sayılan nedenlerin dışında bir nedenle -örneğin yakalamada/tutuklamada hakları hatırlatılmayan veya yakalama/tutuklama sebepleri kendisine bildirilmeyen kişi- tazminat talebini oturduğu yer ağır ceza mahkemesine yöneltmelidir. Oturduğu yer ağır ceza mahkemesi kararın verilmesinde etkili ise en yakın yer ağır ceza mahkemesi tazminat talebini incelemek ve karara bağlamak zorundadır.

Tazminat Davasının Açılması, Deliller ve Yargılama Usulü

  CMK m. 142/3, tazminat talepli davacının ağır ceza mahkemesine sunacağı dilekçesineaçık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydedecek belgeleri eklemesi şartını aramaktadır. Yine aynı maddenin devamı hükümlerinde tazminat davasında yargılamanın hangi usullerle ilerleyeceği beyan edilmiştir. Şayet haksız koruma tedbiri nedeniyle tazminat davası açan kişinin dilekçesinde yukarıda belirtilen belgeler bulunmuyorsa mahkeme, ilgili belgelerin eklenmesi için 1 aylık süre tanır. Eksikler giderilmediği takdirde dava itiraz hakkı saklı kalmak üzere usulden reddedilir.

   CMK m. 142/5 ve 142/7 fıkraları dilekçe ve eklerinin kime tebliğ edileceği, tebliğ edilen tarafın duruşmaya gelmemesi halinde izlenecek yolu hükme bağlamaktadır. İlgili maddeler gereğince tazminat davası dilekçesi Hazine Maliyesine tebliğ edilerek söz konusu iddialara cevabı için 2 haftalık süre verilir. Cevap verilmez yahut duruşmaya gelinmez ise mahkeme yokluklarında karar verebilmektedir. Her ne kadar tazminat davası için dilekçe sunan tarafın elinde bulunan bilgi ve belgeleri sunması bir usulî önkoşul şeklinde nitelendirilerek davanın türü tam olarak bir hukuk davası değildir. Zira tazminat istemli davada mahkeme ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat miktarının hesaplamasında her türlü araştırma yapmaya CMK m. 142/6 uyarınca yetkilidir.

Haksız Koruma Tedbiri Nedeniyle Tazminat Davasında Harç Ödenir Mi?

Haksız koruma tedbiri nedeniyle tazminat davasında mahkemeye başvuran taraf, ağır ceza mahkemesi kararı verilmeden önce muhtemelen çoktan mağdur olmuş yahut mağdur olma ihtimali yüksek bir vatandaştır. Öyle ki hakkında daha önce tutuklama veya yakalama, yurt dışına çıkmama yahut banka hesapları, bilgisayarları ve ticaret mallarına el koyma kararı verilmiş bir kişi bu kararın haksız olduğu iddiasıyla zararının tazmini için dava açtığında o kişiden daha fazla maddi külfet beklenmesi mahkemeye/adalete erişim hakkına ket vurmak olacaktır. Bu nedenle haksız koruma tedbiri nedeniyle tazminat davası açılırken kişiden herhangi bir harç talep edilmemektedir. Bu durumun, Anayasamızın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık taşımadığı açıktır.

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Tazminatının Geri Alınma Şartları (CMK 143)

Yukarıdaki açıklamalarımız muvacehesinde tutuklanmış, gözaltına alınmış veya malvarlığına el konmuş kişinin, ilerleyen süreçte kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile yahut beraat kararıyla beraber tazminat talep etme hakkına sahip olacağını öğrendik. Zira böyle bir halde hakkında uygulanan koruma tedbirlerinin haksızlığı zımnen kabul edilmiş olmaktadır. Tazminatı hak ve elde etmiş söz konusu kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ardından bu karar (KYOK) kaldırılırsa yahut beraat kararının ardından kişi aleyhine yeniden yargılamaya hükmedilirse de ödenen tazminatın mahkumiyete ilişkin kısmı devlete iade edilmek zorundadır.

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Nedeniyle Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Nedeniyle Tazminat İsteyemeyecek Kişiler

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Nedeniyle Tazminat İsteyemeyecek Kişiler (CMK 144)

Kanun haksız uygulanan koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep hakkı bakımından bazı kişileri istisna tutmuştur. Aşağıda yer vereceğimiz kanun maddesi metninden de anlaşılacağı üzere bu kişiler hakkında hukuka aykırı olarak alınmış bir adlî kontrol, yakalama yahut tutuklama kararı yoktur. Yine bu kişilerin suçsuz bulunması da mahkemenin maddi gerçeği araştırırken oluşan kanaatine söz konusu kişinin kastıyla dahli nedeniyle fesada uğratılması sonucudur. (m.144/1-e)

Mahkemenin kanaatini gerçeğe aykırı beyanla etkileyen kişilerin dışında haklarında mahkumiyet sonucu doğurmayan kararlar çıkmasına rağmen tazminat talep etme hakkına sahip olamayacak kişiler de söz konusudur. CMK m. 144/1-b,c fıkralarında görüleceği üzere bu hallerde de kişi hakkında mahkumiyete hükmedilmesinin ardından kanun koyucunun iradesiyle bu davranış affa uğramış olabilmektedir. Yahut yapılan yargılamada kişinin suçluluğuna dair herhangi bir değerlendirme yapılmasına gerek kalmamaktadır.

   Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili 144. Maddesinin güncel halinde aşağıda verilmiştir:

   Tazminat isteyemeyecek kişiler

Madde 144 – (1) Kanuna uygun olarak yakalanan, adli kontrol altına alınan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:

a) (Mülga: 11/4/2013-6459/18 md.)

b) Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler.

c) Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.

d) Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.

e) Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına, adli kontrol altına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davasında Avukatlık Ücreti

   Tazminat davasında maddi ve manevi tazminat birlikte talep edilebilir. Ağır ceza mahkemesinde görülecek ve konusu para olan bu davada davanın kazanılması yani tazminat talebinin kabulü halinde 2024 yılı Avukatlı Asgarî Ücret Tarifesine göre tazminat talep eden taraf avukatı 200.000 TL’ye kadar olan tazminat taleplerinde dava konusu miktarın %16’sı oranında avukatlık ücretine hak kazanacaktır. Bu miktarın üzerindeki tazminat taleplerinde ise azalan oranda bir tarife uygulanmaktadır. Söz konusu miktar bir avukatın bu neviden dava türleri için müvekkilinden talep ve tahsil etmesi gerekli en aşağı miktar olduğu unutulmamalıdır. Zira avukatlar tahsil etsin veya etmesin KDV yükümlülüklerini bu miktar üzerinden ödemektedirler.

Örneğin tazminat alacaklısı olduğunu iddia eden kişi, avukat aracılığıyla 15.000 lira maddi, 10.000 lira da manevi tazminat talebiyle bir dava açmak istediğinde avukatına ödemesi gereken en düşük ücret toplam 25.000 lira olan dava konusunun %16’sı yani 4.000 liradır. Müvekkillerin avukatlarına haksız koruma tedbiri nedeniyle açmak istedikleri davalarda vekillerine ödemeleri gereken değişen oranlı ücret tarifesini aşağıda paylaşıyoruz:

Maddi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

   Maddi tazminat miktarı belirlenirken kişinin çalıştığı işi en büyük etken konumundadır. Zira hakkında işi nedeniyle bir suç işlediği iddiası varsa koruma tedbiri de ona göre şekillenebilmektedir. Örneğin kişi kasten öldürme ya da cinsel saldırı suçlarından dolayı yürütülen soruşturma dahilinde tutuklama koruma tedbirine tabi tutulmuşsa bu halde maddi tazminat miktarının değerlendirilmesinde genelde sadece çalışmaktan alıkonduğu günler hesaba katılarak günlük kazancı üzerinden maddi tazminata hükmedilmektedir.

   Oysa kişi zimmet, rüşvet, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin aklanması, dolandırıcılık gibi suçları işleri iddiasıyla soruşturma sırasında malvarlıklarına el konması koruma tedbirine maruz kalabilir. Şayet bu tedbirin haksız olduğu anlaşılıp da tazminat miktarının belirlenmesi sorununun çözümüne sıra geldiğinde kişi eğer bir bankanın üst düzey yöneticisi olduğu için kendisinin bilgisayarına el konması sebebiyle bankanın işlerinin aksaması dolayısıyla kendisine rücu edilen zararın tazminini de talep edebilecektir.

Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir
Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir

Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

   Manevi tazminat yargı kolu değişmeksizin haksız eylem neticesinde kişinin duyduğu eleme karşılık olarak düzenlenen bir tazmin aracıdır. Aynı eylemden dolayı farklı kişiler farklı derecelerde acı çekebilir. Örneğin siyasi bir dava dolayısıyla haksız yere tutuklandığına hükmedilen kişi ile kasten yaralama nedeniyle tutuklanan kişi aynı acıyı duymayabilir. Burada kişinin duyacağı elem nesnel bir ölçüt olmamakla beraber kişinin sosyal statüsüne, üzerine atılı suçun ağırlığına göre değişkenlik gösterebileceği açıktır.

Haksız Tutuklama, Yakalama, Gözaltı, El Koyma Yargıtay Kararları

“…Yasal faizin tutuklama tarihi olan 29.07.2011 tarihinden itibaren talep edilmiş olmasına rağmen, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına gözaltı tarihi olan 26.07.2011 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle … BOZULMASINA…”(Yargıtay 12 Ceza Dairesinin 2014/18191 Esas, 2015/4307 Karar)

Haksız Arama Nedeniyle Tazminat Davası Açmanın Süresi

   CMK m. 142/1’in açık hükmü koruma tedbirleri bakımında ayrıcalıklı bir durumun olmadığını göstermektedir. Bu nedenle yazımızın ilgili bölümünde tutuklama ve yakalama için bahsettiğimiz kararın veya hükmün kesinleştiği hallerde kesinleşmenin ilgiliye tebliğini izleyen 3 ay ve her halde kesinleşmeyi takip eden 1 yıl içinde haksız uygulanan koruma tedbiri nedeniyle tazminat davası açılması gerekmektedir. Aksi takdirde dava reddolunur. Haksız arama içinde aynı durum geçerlidir. 

Birden Fazla Suçta Aynı Kararda Düşme ve Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat

   Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/144 Karar sayılı kararında kişi hakkında birden fazla suçun her birinden koruma tedbirlerine karar verilmesiyle kişinin tazminat istem hakkının doğması bakımından bütün suçlardan beraatinin gerekip gerekmediği konusunda aşağıdaki şekilde karar vermiştir:

“…Davacı 4320 sayılı Kanuna aykırılık, hakaret ve eşe karşı kasten yaralama suçlarından yapılan soruşturma sırasında her üç suçtan gözaltına alınmış, hakkında bu suçlardan kamu dava açılmış, yapılan yargılama sonucunda hakaret suçundan şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşme, 4320 sayılı Kanuna aykırılık ve eşe karşı yaralama suçlarından ise beraat kararları verilmiştir. Her ne kadar şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi halinde CMK’nin 144/1-c maddesi uyarınca tazminata hükmolunması mümkün değil ise de,

4320 sayılı Kanuna aykırılık ve eşe karşı kasten yaralama suçlarından dolayı beraat kararı verilmesi nedeniyle haksız bir yakalama söz konusudur. Davacının gözaltına alındığı hiçbir suçtan mahkum olmamış olması ve diğer tüm suçlardan beraatine karar verilmesi karşısında 5271 sayılı CMK’nin 144/1-e maddesi uyarınca hak ve nesafet kurallarına göre belirlenecek bir miktar tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekirken soruşturma ve kovuşturmaya konu suçlardan biri nedeniyle CMK’nin 144/1-c maddesinde yazılı şekilde hüküm kurulduğu gerekçesiyle tazminata hükmolunamayacağının kabulü usul ve kanuna aykırıdır.” ( Ceza Genel Kurulu         2014/93 E.  ,  2015/144 K.)

   Yüksek Mahkeme her ne kadar CMK m.  144/1-e hükmünün sarih metnine dayanarak kişiye tazminat ödenmesinin gerekli olmadığına hükmedilmesi gerekse de hakkaniyet gereği hiçbir suçtan dolayı hüküm giymeyip de tutuklanmış kişiye uygun bir miktar tazminat ödenmesine karar vermiştir.

Tazminat Davasından Feragat Halinde Karşı Taraf Vekalet Ücreti

    Tazminat talep eden taraf, davanın kabulü ile birlikte tazminat borçlusu haline gelen Hazine Maliyesinden karşı vekalet ücreti de talep edecektir. Yargılama gideri kalemine dahil olan bu alacak hakkı kararla birlikte hüküm fıkrasında belirtilmek zorundadır. Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinin 6. Maddesine göre ön inceleme duruşmasına kadar feragat ile anlaşmazlığın ortadan kaldırılması halinde karşı vekalet ücretinin yarısına hükmedileceği HMK usulünde uygulanabilir olduğundan ceza mahkemesinde görülen ve ceza muhakemesi hukuku hükümlerine tabi olan bu nevi şahsına münhasır tazminat davasında feragat nedeniyle hükmedilecek karşı vekalet ücreti Tarifede gösterilen nispî miktarın tamamı kadar olmak zorundadır. 

Tazminat İstemek İçin Hükmün Kesinleşmesinin Gerekmediği Haller
Tazminat İstemek İçin Hükmün Kesinleşmesinin Gerekmediği Haller

Tazminat İstemek İçin Hükmün Kesinleşmesinin Gerekmediği Haller

   CMK’nin 141. maddesine göre bir koruma tedbirinin haksızlığı iki şekilde olabilir. Bunlar:

  1. Koruma tedbiri kararı verilirken usul hukuku normlarına uygun hareket edilmemesi ve
  2. Usulüne uygun karar verilip de uygulaması sırasında veya hüküm anında uygulanan koruma tedbirinin haksızlığının anlaşılması halidir.

   Hüküm, esasa ilişkin nihai karar demektir. Örneğin; beraat, mahkumiyet, düşme, ceza verilmesine yer olmadığı gibi kararlar nihai kararlardandır ve hüküm niteliğindedir. Oysa kişinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi nihai bir özellik taşımaz. Hatta bir yargılamada kişi hakkında defaten tutukluluk halinin devamı kararı ile karşılaşabileceği gibi Yargılamanın öncesinde tutuksuz yargılanırken ilerleyen süreçte elde edilen delillerle birlikte tutukluluğuna karar verilmesi gerekebilir. Bu takdirde tutukluluğa ilişkin hakları hatırlatılmaz ya da gerektiği şekilde kullandırılmazsa durum bir tutanakla/kararla tespit edilip tazminat davası açılabilir. Burada kesinleşmesi beklenen bir karar da çoğu zaman bulunmayabilecektir.

Koruma Tedbirleriyle İlgili Mükerrer Tazminat Davası Açılması

   Yargıtay 2017 tarihli kararında aynı konuda açılan birden fazla tazminat davasının varlığı halinde davalarının konusunun bir olduğu tespit edilerek aynı haksız koruma tedbiri nedeniyle mükerrer ödeme yapılmasının önüne geçilmesi amacıyla BOZMA kararı vermiştir. Bu karara göre kişi, birden fazla davada uygulanan haksız koruma tedbirleri nedeniyle ayrı ayrı tazminat talebinde bulunabilecektir.

Haksız Tutuklama Tazminat Hesaplama

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi uyarınca, haksız şekilde tutuklanan kişiler, tutukluluk süresince uğradıkları maddi ve manevi zararlar için tazminat talep edebilirler. Bu madde, hukuka aykırı tutuklamalar, gözaltılar veya tutuklama süresinin makul olmayan bir süreyi aşması durumlarında uygulanır.

Maddi tazminat, haksız tutuklama süresince bireyin kaybettiği gelir, iş fırsatları ve diğer mali zararlar üzerinden hesaplanır.

Hesaplama Formülü: Maddi tazminat = (Günlük kazanç) x (Tutuklu gün sayısı) + (Diğer maddi zararlar)

Bir kişi, bir suç nedeniyle 100 gün haksız şekilde tutuklanmıştır. Bu kişinin günlük kazancı 500 TL’dir ve haksız tutuklama nedeniyle bir iş sözleşmesini kaybetmiştir. İş sözleşmesi kaybından dolayı oluşan zarar 50.000 TL’dir.

Maddi Tazminat Hesabı:

Günlük Kazanç: 500 TL
Tutuklu Gün Sayısı: 100 gün
Maddi Zarar: 50.000 TL (iş kaybı)
Maddi tazminat = (500 TL x 100 gün) + 50.000 TL = 50.000 TL + 50.000 TL = 100.000 TL

Bu durumda, kişinin maddi tazminat olarak talep edebileceği toplam tutar 100.000 TL’dir.

Manevi Tazminat Hesaplama

Manevi tazminat, haksız tutuklama nedeniyle kişinin yaşadığı manevi üzüntü, stres, itibar kaybı ve benzeri zararlara karşılık verilir. Manevi tazminat tutarı, olayın özelliklerine, kişinin toplumdaki yerine ve yaşadığı manevi zararın derecesine göre belirlenir. Yargıtay’ın emsal kararlarında manevi tazminat tutarları, olayın niteliğine göre değişiklik gösterir ve genellikle hakim takdirine bağlı olarak belirlenir.

Yukarıdaki örnekteki kişi, aynı zamanda toplumda tanınan bir iş insanıdır. Haksız tutuklama nedeniyle iş itibarı zedelenmiştir ve bu durum manevi zarara yol açmıştır. Mahkeme, bu kişinin manevi zararını 200.000 TL olarak takdir edebilir.
Toplam Tazminat = 100.000 TL + 200.000 TL = 300.000 TL

Bu durumda, haksız tutuklama nedeniyle talep edilebilecek toplam tazminat tutarı 300.000 TL olacaktır.
Haksız tutuklama tazminatı talebi, 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesi uyarınca, tutuklamanın haksız olduğuna karar verildiği tarihten itibaren üç ay içinde ve her hâlükârda kararın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde ilgili ağır ceza mahkemesine başvurularak talep edilmelidir. Başvuru sırasında, haksız tutuklama nedeniyle uğranılan zararın belgeleri ve delilleri ile birlikte sunulması zorunludur.

1 Günlük Gözaltı Tazminatı

Türk Ceza Kanunu ve 466 sayılı Kanun’a göre, hukuka aykırı şekilde gözaltında tutulan kişilere tazminat hakkı tanınır. Gözaltı süresi boyunca kişi, maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava açabilir. Tazminat miktarı, gözaltında tutulduğu süre, sarf malzemeleri zararlar ve mahkeme tarafından kaydedilen bilgilerin kayıtları hesaplanır. Gözaltı süresi bir gün olsa bile, kişiden tazminat talebinde bulunulabilir. Tazminat güçleniyor, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülüyor.

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma tazminatı, Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesi ve 466 sayılı Kanun’a göre raporlanıyor. Tazminat miktarı, kişinin tutukluluk süresi boyunca genel durumu maddi ve manevi zararlar kaydedilir. Tazminat, kişinin tutukluluk süresindeki kayıplarını, gelir kaybını, yaşadığı manevi acıyı ve diğer zararları kapsar. Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken, tutukluluk süresi ve olay koşulları gibi olanakları göz önünde bulundurur.

FETÖ Haksız Tutuklama Tazminatı

FETÖ soruşturmaları kapsamında haksız yere tutuklanan bireyler, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca tazminat hakkına sahiptir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi gereğince, hukuka aykırı olarak tutuklanan kişiler, devlet aleyhine tazminat davası açabilir. Bu davada, kişi özgürlüğünden mahrum kaldığı her gün için maddi ve manevi zararlarını talep edebilir. Tazminat miktarı belirlenirken, kişinin özgürlüğünden mahrum kalma süresi, yaşadığı sosyal ve psikolojik etkiler ile uğradığı maddi kayıplar dikkate alınır. Ayrıca, 5271 sayılı Kanun’un 142. maddesi gereği, tazminat davası açma süresi, kişinin beraat kararının kesinleşmesinden itibaren 3 ay ve her hâlükârda 1 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süreler geçtikten sonra tazminat talep etme hakkı sona erer. Yargıtay içtihatlarında da bu tür tazminat talepleri konusunda belirli kıstaslar ve hesaplama yöntemleri ortaya konmuştur.

FETÖ Haksız Gözaltı Tazminatı

Haksız gözaltına alınan bireyler, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesine dayanarak tazminat talebinde bulunabilir. Kanun maddesi, hukuka aykırı gözaltı işlemlerine maruz kalan bireylerin maddi ve manevi zararlarının devlet tarafından karşılanmasını öngörmektedir. Bu tazminat taleplerinde, gözaltında kalınan her gün için ayrı ayrı hesaplama yapılır ve kişinin uğradığı zararlar net olarak belirlenir. Örneğin, kişi işini kaybetmiş, itibar kaybına uğramış ya da psikolojik zararlara maruz kalmış olabilir. Bu durumda, tazminat miktarı bu unsurlar göz önüne alınarak artırılabilir. Mahkemeler, bu tür tazminat davalarında, kişinin gözaltı süresi boyunca maruz kaldığı tüm olumsuzlukları dikkate alarak hüküm kurar. Bu süreçte, Yargıtay’ın haksız gözaltı kararlarına ilişkin verdiği içtihatlar, tazminat miktarlarının belirlenmesinde yol gösterici olmuştur.

FETÖ Haksız Arama Tazminatı

Haksız arama işlemlerine maruz kalan bireyler de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat talebinde bulunabilir. Hukuka aykırı arama işlemleri, kişinin özel hayatına, konut dokunulmazlığına ve mülkiyet hakkına ağır bir müdahale teşkil eder. Bu nedenle, haksız arama nedeniyle oluşan zararların tazmini, kanun kapsamında güvence altına alınmıştır. Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken, yapılan aramanın hukuka aykırılığını, arama sırasında kişiye veya mala verilen zararları ve aramanın kişinin itibarına olan etkilerini göz önünde bulundurur. Yargıtay’ın bu tür davalarla ilgili verdiği kararlar, arama işleminin hukuka aykırılığının tespiti ve tazminat miktarlarının belirlenmesinde önemli bir referans noktasıdır. Haksız arama nedeniyle açılacak tazminat davalarında, mağdurun maddi zararlarının yanı sıra manevi zararlarının da giderilmesi esastır.

Haksız Tutuklama, Gözaltı ve El Koyma Yargıtay Kararları

Yargıtay, haksız tutuklama, gözaltı ve arama nedeniyle açılan tazminat davalarında önemli kararlar vermiştir. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2020/523 E. ve 2020/569 K. sayılı kararında, haksız tutuklama nedeniyle açılan bir tazminat davasında, tutukluluk süresinin uzunluğu, kişinin yaşadığı sosyal ve ekonomik kayıplar dikkate alınarak yüksek miktarda tazminata hükmedilmiştir. Aynı şekilde, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2018/2978 E. ve 2018/4126 K. sayılı kararında, haksız arama nedeniyle açılan bir davada, arama işleminin hukuka aykırı olduğu tespit edilerek, mağdura maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu tür kararlar, benzer davalarda emsal teşkil etmekte ve haksız yere mağdur edilen bireylerin haklarının korunmasına yönelik önemli bir hukuki çerçeve sunmaktadır.

Konu hakkında danışmanlık için İzmir ceza avukatı veya tazminat avukatı ile şimdi iletişime geçebilirsiniz.

Gözaltı tazminatı ne kadar?

Gözaltında tutulup kendisine uygulanan gözaltının haksız olduğu anlaşılan kişi, gözaltı süresince çalışarak kazanabileceği ücreti belgelerle ispatlamalıdır. Şayet gözaltının haksız olduğunu kanıtlayıp da serbest çalışan olması yahut bordrosuna ulaşamadığı hallerde mahkemenin kişi hakkında yapacağı re’sen araştırma sonuncunda asgari ücret ile çalışıyor ise günlük net asgarî ücret miktarı üzerinden, serbest meslek mensubu ise meslek odalarının belirlediği asgarî tarifeye göre kazanabileceği ücret miktarınca tazminat alabilecektir.

Beraat eden biri tazminat alabilir mi?

Beraat eden bir kişi, yalnız beraat etmesi nedeniyle doğrudan tazminata hak kazanamaz. Zira CMK m.141 ve devamı hükümlerindeki şartları taşımak gereklidir. Bu nedenle yargılama sırasında haksız koruma tedbirine karar verildiği takdirde tazminat istem hakkı doğar.  

Haksız tutuklama tazminatı nereden tahsil edilir?

Haksız tutuklama tazminatı açılan tazminat davasında kararın kesinleşmesinin ardından idareye yazılacak yazı ile tahsil edilebilir. Söz konusu idare yazıya olumlu cevap vermediği takdirde genel hükümlere göre ilamlı icra yoluyla tazminatın tahsili mümkündür.

Haksız gözaltı nedir?

Kolluk tarafından usulüne uygun yakalanıp da cumhuriyet savcısı tarafından salıverilmesine izin verilmeyen kişi gözaltına alınmış olur. Haksız gözaltı, CMK m. 91’deki şartların yokluğuna denir. Gözaltı süresi, gözaltına alına kişinin en yakın hakim veya mahkeme önüne çıkarılması için geçebilecek 12 saat dahil toplam 36 saati aşamaz. Böylelikle gözaltı süre bakımından hukuka aykırı hale gelmiş olur. Yine kişinin suçu işlediğine dair somut delillerin bulunmaması da gözaltı kararını haksız kılar. Zira CMK m.91’e göre gözaltı, soruşturmanın akıbeti bakımında zorunlu görülmeli ve kişinin bir suçu işlediğine dair somut delillerin varlığı gerekmektedir.

KAYNAKÇA:


[1] https://tr.euronews.com/2024/01/25/aihm-2023-yili-istatistiklerini-acikladi-bekleyen-davalarin-yuzde-34u-turkiyeden

[2] Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2023 Yılı İstatistikleri Değerlendirme Notu, https://www.adalet.gov.tr/

[3] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5271&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

[4] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6384&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

2 Yıl 6 Ay Ceza Aldım Ne Kadar Yatarım?
Ceza Aldım Ne Kadar Yatarım?
Cezanın Ertelenmesi Nedir?
Mahsup Ne Demek?

Bir yanıt yazın

Son İçerikler

Kategoriler